guilty

English-Turkish Translation

  1. Adjective suç+, suç sayılan, suça yönelik.
    guilty intent: suç (işleme) niyeti.
  2. Adjective suçluluk/sorumluluk/vicdan azabı duyan.
    a guilty conscience: suçluluk bilinci, suçlu olduğunu
    bilme, kendini suçlu hissetme.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

account someone to be guilty
birinin suçlu olduğunu beyan etmek Verb
account someone to be guilty
birini suçlu gibi görmek Verb
account someone to be guilty
birini suçlu addetmek Verb
be innocent until proved guilty
suçu kanıtlanana kadar masum sayılmak Verb
be returned guilty
suçlu hükmü verilmek Verb
bring in a verdict of non guilty
beraat kararı vermek Verb
bring in a verdict of non guilty
suçsuz kararı vermek Verb
bring in a verdict of not guilty
suçsuz kararını duruşma sonunda bildirmek Verb
confess oneself guilty
suçlu olduğunu itiraf etmek Verb
declare oneself guilty
kendinin suçlu olduğunu kabul etmek Verb
deliver a verdict of guilty
suçlu kararı vermek Verb
enter a plea of guilty
suçunu itiraf etmek Verb
enter a plea of not guilty
suçunu inkâr etmek Verb
find a verdict of guilty
suçlu bulmak Verb
find guilty
kabahatli çıkarmak Verb
find someone guilty
suçlandırmak Verb
find someone guilty
birini suçlu bulmak Verb
find someone not guilty
birini suçsuz bulmak Verb
find the verdict of guilty
suçlu bulmak Verb
hold someone guilty
birini suçlu bulmak Verb
innocent until proven guilty
suçu kanıtlanana kadar masum Adjective, Law
not guilty
suçsuzdur
not guilty
suçsuz
people are innocent until proven guilty
suçu kanıtlamaknıncaya kadar herkes suçsuzdur
plea of guilty
suçun kabulü
plea of guilty
mahkeme önünde suçun kabulü
plea of not guilty
sanığın suçu reddeden defisi
plead guilty
suçu kabul etmek Verb
plead guilty
suçunu itiraf etmek Verb
plead not guilty
suçu reddetmek Verb
plead of guilty
suçunu kabul etmek Verb
point someone out as guilty
birini suçlu olarak göstermek Verb
pronounce someone guilty
birini suçlu ilan etmek Verb
prove someone guilty
birinin suçlu olduğunu kanıtlamak Verb
return a verdict of guilty
(jüri) suçlu kararı vermek Verb
return guilty
suçlu olduğuna hükmetmek Verb
verdict of guilty
suçlu kararı
verdict of guilty
suçlu hükmü
verdict of not guilty
beraat hükmü
verdict of not guilty
suçsuzluk (beraat) kararı
verdict of not guilty
suçsuzluk kararı
guilty conscience
suçluluk duygusu
guilty conscience
vicdan azabı Noun
guilty conscience
suçlu vicdan
guilty ignorance
kabahatini bilmeme
guilty of theft
hırsızlık suçu işlemiş
guilty on 3 counts
üç suçtan suçlu bulunmak Verb
guilty or innocent
suçsuz mu
guilty or innocent
suçlu mu suçsuz mu ?
guilty or innocent
suçlu mu
guilty party
suçlu taraf
be declared guilty of murder
cinayetten suçlu bulunmak Verb
be found guilty of a charge
bir ithamdan suçlu bulunmak Verb
be found guilty of forgery
sahtecilik sahtekârlıktan hüküm giymek Verb
be found guilty of forgery
sahtekârlıktan hüküm giymek Verb
be found guilty on a charge
bir ithamdan suçlu bulunmak Verb
be found guilty on all accounts
her bakımdan suçlu bulunmak Verb
be found guilty on all chargees
bütün suçlamalardan suçlu bulunmak Verb
be found guilty on all counts
ithamnamede iddia edilen her fiilden suçlu bulunmak Verb
be guilty of fraud
açığı çıkmak Verb
be guilty of fraud
sahtekârlıktan hüküm giymek Verb
be guilty of mutiny
isyan suçundan suçlu bulunmak Verb
be guilty of theft
hırsızlıktan suçlu olmak Verb
find someone guilty of a charge
birini bir suçtan suçlu bulmak Verb
have been guilty of negligence
ihmalkârlıktan suçlu bulunmak Verb
have guilty conscience
vicdan azabı çekmek Verb
question of guilty or not guilty
suçlu olup olmama sorunu
to be guilty of obstruction
trafiği tıkamaktan ceza yeme
verdict of guilty but insane
suçlu ama akıl hastası kararı
English-Turkish phrases from Zargan's own database