haksız

Turkish-English Translation

  1. Adjective unfair
  2. ill
  3. unjust
  4. unequal
  5. shabby
  6. unkind
  7. unwarranted
  8. wrongful
  9. rank
  10. Adjective gratuitous
  11. inequitable
  12. untitled
  13. unjustifiable
  14. ungenerous
  15. iniquitous
  16. unconscionable
  17. wrong
  18. unrighteous
  19. fluky
  20. not cricket
  21. in the wrong
  22. reasonless
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

çok haksız
monstrous Adjective
ne haklı ne haksız
adlaphrous
tamamıyla haksız
deep wrong
haksız açtığı davayı kaybedene verilen para cezası
amercement
haksız avantaj
unfair advantage
haksız baskı
iniquitous oppression
haksız bir fiili düzeltmek
to redress a wrong Verb
haksız bir şekilde
wrongly Adverb
haksız cebri icra
wrongful levy
haksız çıkar sağlama
exploitation Noun
haksız çıkarmak
to prove to be wrong Verb
haksız çıkmak
to turn out to be in the wrong Verb
haksız dava
unjust action Noun, Law
haksız davranmak
to mistreat Verb
haksız etkileme
improper influence
haksız fiil
actionable tort
haksız fiil
tortious act
haksız fiil
wrongful act
haksız fiil
tort
haksız fiil
illicit act
haksız fiil
(law) tort
haksız fiil
private wrong
haksız fiil
delict
haksız fiil
tort Noun, Law
haksız fiil davası
tort action Noun
haksız fiil davası
actio ex delicto Noun
haksız fiil davası
tort claim Noun
haksız fiil davası açmak
to sue for tort Verb
haksız fiil hukuku
law of torts
haksız fiil işlemek
to commit a tort Verb
haksız fiil işleyen kimse
tortfeasor
haksız fiil kabilinden
tortious
haksız fiil kovuşturması
proceedings in tort
haksız fiil olarak suçludan ceza kesilmesi davası
actio poenalis Noun
haksız fiil sorumluluğu
tortious liability
haksız fiil sorumluluğu
liability in tort Law
haksız fiil sorumluluğu
tort liability Law
haksız fiil suçu
tort of conspiracy
haksız fiil yüzünden sorumlu olmak
to be liable in tort Verb
haksız fiil yüzünden tazminat davası açmak
to sue for torts Verb
haksız fiil yüzünden tazminat elde etmek
to obtain damages in tort Verb
haksız fiilde ihmal sorumluluğu
liability for negligence in tort
haksız fiilden doğan
ex delicto
haksız fiilden doğan dava
act for tort
haksız fiilden doğan dava
actio ex delicto
haksız fiilden doğan dava
action for tort
haksız fiilden doğan sorumluluk
liability in tort
haksız fiilden doğan sorumluluk
tortious liability
haksız fiile benzeyen fiil
quasi tort
haksız fiile dayanan
founded on tort
haksız fiili ağırlaştırma
aggravation
haksız fiilin acısını çıkarmak
to repay an injury Verb
haksız fiilin yer aldığı yer
place of tort
haksız fiyat ayırımı uygulama
unfair price discrimination
haksız hasar tazminat talebi
tort claim
haksız hüküm giymiş
aggrieved
haksız hüküm yüzünden doğan zarar
prejudice
haksız iddia
arrogation
haksız iddia ve talep bite bulunmak
to jump a claim Verb
haksız iddia ve talepte bulunmak
to jump a claim Verb
haksız iktisap
unjust enrichment
haksız imtiyaz
undue preference
haksız işgal davası
encroachment case Noun, Zoning Law
haksız işgal tazminatı
damages for encroachment Noun, Zoning Law
haksız istek veya iddia
pretension
haksız işten çıkarma
unfair dismissal
haksız işten çıkarma
unjust discharge
haksız işten çıkarma
wrongful dismissal Noun, Labor Law
haksız işten çıkarma
wrongful discharge Noun, Labor Law
haksız işten çıkarma
wrongful termination Noun, Labor Law
haksız işten çıkarma hükümleri
unfair dismissal provisions Noun
haksız işten çıkarmak
to wrongful dismissal Verb
haksız istimlak
excess condemnation
haksız kazanç
ill-gotten gains Noun, Law
haksız kazanç
unjust gain
haksız kazanç
improper personal benefit Noun, Law
haksız kazanç elde etmek
to derive an improper personal benefit Verb, Law
haksız kazanç elde etmek
to line your own pockets Verb
haksız mahkeme kararı
unrighteous sentence
haksız mal edinme
unjust acquisition Noun, Law
haksız mal iktisabı
unjustified benefit
haksız muamele
raw deal
haksız muamele
unfair treatment
haksız muamele görmek
to get a raw deal Verb
haksız olarak alınan eşyanın iadesi davası
replevin Noun
haksız olarak alınan şeyin iadesi davası
replevin in the cepit Noun
haksız olarak bir hak iktisap etmek
to assume a right Verb
haksız olmak
to be wrong Verb
haksız olmak
to wrong Verb
haksız rekabet
unfair business practices
haksız rekabet
mean competition
haksız rekabet
unfair trade
haksız rekabet
unfair competition Noun, Competition Law
haksız rekabet uygulamaları
unfair competitive practices Noun
haksız rekabet yolları
unfair methods of compensation Noun
haksız rekabet yöntemleri
unfair competitive methods Noun
haksız rekabet yöntemleri
unfair methods of competitions Noun
haksız rekabete girişmek
to engage in unfair competition Verb
haksız rekabeti önleyici mevzuat
anti-trust legislation
haksız rekabeti yasaklayan kanun
us- trade act
haksız servet edinme
unjust enrichment
haksız suç isnat etme
aspersion
haksız suçlama
false accusation
haksız talep
unjust claim
haksız tevkif
malicious arrest
haksız vergi
tax grab
haksız verilen jüri kararı
false verdict
haksız veya kusurlu fiil
wrongful act
haksız yakalama ya da tutuklamayı yasaklayan kanun
habeas corpus act
haksız yere
wrongly Adverb
haksız yere alınan ya da alıkonan bir menkulün iadesi davası
action of detinue Noun
haksız yere çekilen hapis cezası
bum rap
haksız yere hapis
false- imprisonment
haksız yere hapsetmek
to oppression Verb
haksız yere iddia etmek
to arrogate Verb
haksız yere işten çıkarma
discharge without cause
haksız yoldan kendine avantaj sağlamak
to pull a fast one Verb
haksız zenginleşme
unjust enrichment
haksız zilyetlik
faulty possession
açık deniz de işlenen haksız fiil
maritime tort
açık denizde işlenen haksız fiil
maritime tort
ağır veya haksız yere vergi yüklenmiş
fortaxed
ancak haksız yapılan idam
judicature murder
başkasının arazisine haksız olarak tecavüz etme
trespasser
başkasının arazisini haksız olarak işgal etme
deforcement
başkasının gayri menkulünü haksız işgal eden
(Lat.) disseisitrix
başkasının mülküne haksız olarak ayak basma
trespass
başkasının mülküne haksız olarak ayak basma
trespass on land
başkasının mülküne haksız olarak ayak basmak
to trespass Verb
bir başkasının işlediği haksız fiilden sorumlu olmak
to vicarious liability Verb
bir gayri menkule hile ve başka haksız bir şekilde girme
unlawful entry
bir gayrimenkulü sahibinden haksız olarak alma
disseizin
bir hakkı birine haksız yere vermek
to arrogate a right to sb Verb
bir haksız fiil veya dolandırıcılık yüzünden uğranılan zarar için tazminat talebi
damages for the tort of deceit or fraud
bir haksız fiilden sorumlu olmak
to attract liability in tort Verb
bir haksız fiili ortadan kaldırma
purging a tort
bir meseleyi haksız olarak kendi çıkarına yönetmek
to gerrymander Verb
bir mülkün haksız olarak üstüne oturmak
to covert property Verb
bir şahsın haksız olarak aldığı eşyanın iadesi davası
personal replevin Noun
bir şeyden haksız bir şekilde yararlanmak
to take improper advantage of sth Verb
bir yerden haksız olarak çıkarılan kimse
disseizee
birini haksız çıkarmak
to take someone apart Verb
birini haksız çıkarmak
to prove someone wrong Verb
birinin arazisine haksız olarak ayak basmak
to trespass on sb's land Verb
birinin haksız olduğunu kanıtlamak
to prove someone wrong Verb
birinin ticari markasını haksız olarak kullanmak
to appropriate unlawfully sb's trademark Verb
cezayı gerektiren haksız fiiller
torts subject to penalty Noun
dava edilebilecek haksız fiil
actionable wrong
emlaka ika olunan haksız fiil
property tort
emlake ika olunan haksız fiil
property tort
etkileyerek birine biri aleyhinde haksız hüküm verdirmek
to prejudice someone against sb Verb
gayri menkulü haksız olarak elinden alınan şahıs
(Lat.) disseisitus
iş akdinin haksız feshi
wrongful discharge Noun, Law
iş akdinin haksız feshi
wrongful dismissal Noun, Law
iş akdinin haksız feshi
wrongful termination Noun, Law
kadın ve erkek arasındaki haksız ayırımla ilgili
genderist
kasdi haksız fiil
wilful tort
kasıtlı haksız fiil
wilful tort
kasti haksız fiil
wilful tort
mahkeme kararıyla , ancak haksız yapılan idam
judicature murder
mülkün haksız olarak üstüne oturmak
to cover property Verb
ortak haksız fiil
joint tort
ortak haksız fiil işleyen kişiler
joint tortfeasors Noun
ortak işlenen haksız fiil
joint jort
ortak işlenen haksız fiil
joint tort
şahsın haksız fiili
personal tort
sık sık haksız davalar açan ve kavga
common barrator
sık sık haksız davalar açan ve kavga gürültü çıkaran kişi
maintainer Noun, Law
sık sık haksız davalar açan ve kavga gürültü çıkaran kişi
champertor Noun, Law
sık sık haksız davalar açan ve kavga gürültü çıkaran kişi
barrator Noun, Law
sık sık haksız davalar açan ve kavga gürültü çıkaran kişi
embracer Noun, Law
sözleşme hukuku ile haksız fiil hukukunun kesişim alanı
contorts Noun, Law
taşınabilen bir malı haksız surette alma
amotion
tüketici sözleşmelerindeki haksız koşullar
unfair terms in consumer contracts Noun
yapılan haksız bir fiil için kanunen öngörülen tazminat
legal damages
yeni bir kitabı haksız yere tenkit etmek
to contain unfair censures of a new book Verb
yurttaşın haksız gördüğü bir kanuna boyun eğmemesi
civil disobedience
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Hakka uygun ... yasaya aykırı
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.