harcamak

Turkish-English Translation

  1. invest
  2. take
  3. spend
  4. Verb to disburse
  5. Verb to fire off
  6. Verb to lay out
  7. Verb to spend
  8. Verb to use (up
  9. Verb to bring ruin or harm to someone (in order to advance one's own interests
  10. Verb to expend
  11. Verb to sacrifice
  12. Verb (slang) to kill
  13. Verb to blow
  14. Verb to commit
  15. Verb to put in
  16. Verb to waste
  17. pay away
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

000 dolar harcamak
to spend $ 10 , 000 a year Verb
bir fırsatı boşa harcamak
to throw away an opportunity Verb
bir şey için fazla zaman harcamak
to spend a lot of time on sth Verb
bir şeye fazla zaman harcamak
to expend much time on sth Verb
biri için para harcamak
to spend money on sb Verb
biri için para harcamak
to spend money for sb Verb
birini bulmak için çok çaba harcamak
to seek someone out Verb
birşeye birşey harcamak
to put something into something Verb
birşeye para harcamak
to put something to something Verb
birşeye para harcamak
to waste money on something Verb
birşeyi bulmak için çok çaba harcamak
to seek something out Verb
birşeyi harcamak
to break into something Verb
bol bol harcamak
to lavish Verb
bol keseden harcamak
to spend freely Verb
bol keseden para harcamak
to spend money with a free hand Verb
bol keseden para harcamak
to spend money with free hand Verb
boşa harcamak
to waste Verb
boşa harcamak
to squander Verb
boşa harcamak
to blow Verb
boşa harcamak
to misspend Verb
boşa vakit harcamak
to faff Verb
boşa vakit harcamak
to squander time Verb
boşa vakit harcamak
to ponce about Verb
boşa zaman harcamak
to fiddle Verb
bütün enerjisini bir işe harcamak
to give one's whole energies to a task Verb
bütün gücünü bir şeye harcamak
to fling all one's energy into sth Verb
bütün gücünü harcamak
to shoot the works Verb
bütün parasını harcamak
to part with all one's money Verb
bütün parasını harcamak
to spend all one's money Verb
bütün parasını harcamak
to go through all one's money Verb
çaba harcamak
to go at Verb
çabasını boşa harcamak
to dissipate one's effort Verb
cimrilik etmeden para harcamak
to spend money without stint Verb
çok para harcamak
to spend a great deal Verb
çok para harcamak
to go the paces Verb
cömertçe para harcamak
to stand treat all round Verb
daha çok çaba harcamak
to pull one's socks up Verb
değmeyecek bir şey için çok para harcamak
to throw good money after bad Verb
desteğini kazanmak için çaba harcamak
to woo Verb
enerjisini boşa harcamak
to flog a dead horse Verb
geçim için gelirin tümünü harcamak
to live on one's income Verb
gelir inden çok harcamak
to outturn one's income Verb
gelir inden fazla harcamak
to live beyond one's income Verb
gelirindan fazlasını harcamak
to outrun one's income Verb
gelirinden çok harcamak
to outturn one's income Verb
gereğinden fazla harcamak
to live about one's means Verb
gerekli olandan daha az harcamak
to scrimp Verb
gerekli olandan daha az harcamak
to skimp Verb
gücünü fazla harcamak
to burn the candle at both ends Verb
hayatıni boşa harcamak
to squander one's life in vain Verb
hayatını boşa harcamak
to riot away one's life Verb
hayatını boşa harcamak
to squander one's life routinely Verb
hobisine çok para harcamak
to pay dearly one's whistle Verb
ilerlemek için yoğun çaba harcamak
to struggle Verb
inanılmaz miktarlarda para harcamak
to spend incredible sums of money Verb
işine büyük bir servet harcamak
to spend a fortune over one's business Verb
iyi bir fırsatı boşa harcamak
to give away a good chance Verb
keseden harcamak
to spend from one's own pocket freely Verb
kılını kıpırdatmadan başkalarını harcamak
to ruin others with a light heart Verb
nefesini harcamak
to spend one's breath Verb
para harcamak
to lay out money Verb
para harcamak
to spend money Verb
paraları boşa harcamak
to dissipate of funds Verb
parasını boşa harcamak
to throw money down the drain Verb
parasını boşa harcamak
to spend one's money for no purpose Verb
parasını boşuna harcamak
to throw money down the drain Verb
parasını cömertçe harcamak
to lavish with one's money Verb
parasını cömertçe harcamak
to be generous with one's money Verb
parasını dikkatle harcamak
to lay out one's money carefully Verb
parasını dilediği gibi harcamak
to be free with one's money Verb
parasını esirgemeden harcamak
to be liberal of money Verb
parasını kitaplara harcamak
to spend one's money on books Verb
parasını sakınmadan harcamak
to be very flush with one's money Verb
parayı boşa harcamak
to waste money Verb
parayı gereken yerden başka yerlere harcamak
to alienate funds from their proper destination Verb
reklam için harcamak
to spend on advertising Verb
sermayesini harcamak
to draw on one's capital Verb
sözlerini boşa harcamak
to waste one's words Verb
su gibi harcamak
to spend like water Verb
su gibi para harcamak
to spend money like water Verb
su gibi para harcamak
to spend money like water (without stint) Verb
su gibi para harcamak
to spend money like water (without stint Verb
tasarruflarını harcamak
to draw on one's savings Verb
tasarruflarını harcamak
to draw upon one's savings Verb
ufak işlerle vaktini boşa harcamak
to piddle Verb
vakit ktiinıdilediği gibi harcamak
to dispose of one's time Verb
vaktini boşa harcamak
to footle away one's time Verb
vaktini boşa harcamak
to peddle away one's time Verb
vaktini boşa harcamak
to dawdle away one's time Verb
vaktini boşa harcamak
to idle Verb
vaktini dilediği gibi harcamak
to dispose of one's time Verb
zaman harcamak
to do Verb
zaman harcamak
to spend time Verb
zamanı boşa harcamak
to dilute time Verb
zamanını birşey için harcamak
to work on something Verb
zamanını birşeyi onarmaya harcamak
to work on something Verb
zamanıni boşa harcamak
to snooze time away Verb
zamanını boşa harcamak
to live in idleness Verb
zamanını boşa harcamak
to riot away one's time Verb
zamanını boşa harcamak
to snooze time away Verb
zamanını boşa harcamak
to fritter away one's time Verb
zamanını boşa harcamak
to misemploy one's time Verb
zamanını boşa harcamak
to waste one's time Verb
zamanını önemsiz şeyler için boşuna harcamak
to waste one's time with trifles Verb
bir şeyi kendi harcamak üzere saklamak
to keep something for one's own spending Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database