hard put

  1. son derece zor(lukla), güç(lükle) müşkül(âtla).
    hard put to it meet the deadline: zamanında bitirmek
    çok güç.
    be hard put to it: zor durumda olmak, başı sıkıntıda/dertte olmak; akla karayı seçmek.
  2. Adjective ağır vergi yükü altında (ezilmiş).
  3. Adjective (bir işi) yapamaz durumda, …'den âciz.
    hard put to think of an excuse.
son derece zor(lukla), güç(lükle) müşkül(âtla).
hard put to it meet the deadline: zamanında bitirmek
çok güç.
be hard put to it: zor durumda olmak, başı sıkıntıda/dertte olmak; akla karayı seçmek.
akla karayı seçmek Verb
başına bir hal gelmek Verb