headed

English-Turkish Translation

  1. Adjective başlıklı, serlevhalı.
  2. Adjective kelleli, kelle bağlamış (marul, lâhana vb.).
  3. Adjective (belirli nitelikte/sayıda) başı olan, -başlı, -kafalı.
    two-headed: iki başlı.
    a round-headed
    screw: yuvarlak başlı vida.
    red-headed: kızıl saçlı.
    empty-headed: akılsız.
    bald-headed: dazlak.
    pig-headed: inatçı.
    a cool-headed businessman: serinkanlı iş adamı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

bul headed
dediği dedik
bul headed
dik kafalı
bull headed
inatçı
carrot headed
kızıl saçlı.
carrots: kızıl saçlı.
empty- headed
aptal
empty- headed
boş kafalı
hard- headed
işe elverişli
hard- headed
duygusuz
hard- headed
sert başlı
hard- headed
zeki
shock headed
kabarık ve karmakarışık saçlı
soft headed
beyinsiz
thick headed
kalın kafalı
headed by the foreign minister
Dışişleri Bakanı başkanlığında
headed towards
müteveccihen
ball headed (pin
toplu
countersunk headed bolt
gömme başlı cıvata
double headed train
iki lokomotifli tren
white- headed boy
gözde kişi
English-Turkish phrases from Zargan's own database