ideas

English-Turkish Translation

  1. yaratıcı fikirler, olumlu/müsbet/faydalı düşünce ve fikirler.
    a man of ideas/full of ideas: yaratıcı
    zekâya sahip bir kişi, yaratıcı/müsbet düşünceleri olan kimse.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

embody one's ideas in a speech
fikirlerini bir konuşmada somutlaştırmak Verb
force one's ideas on other people
fikirlerini başkalarına zorla kabul ettirmeye çalışmak Verb
get ideas into one's head
boş hayallere/ümitlere kapılmak, olmayacak şeyler beklemek.
get one's ideas into shape
fikirlerini bir biçime sokmak Verb
orient one's ideas to new conditions
fikirlerini yeni koşullara uydurmak Verb
pop down one's ideas to paper
fikirlerini kâğıda çiziktirmek Verb
present one's ideas
fikirlerini anlatmak Verb
pump one's brains for ideas
kafa yormak Verb
put ideas into someone's head
birisine olmayacak ümitler vermek.
quote other people's ideas as one's own
(birinin) ağıznı kullanmak Verb
advanced ideas
ileri fikirler Noun
appropriate sb's ideas
birinin fikirlerini kendi fikirleriymiş gibi benimsemek Verb
association of ideas
fikir çağrışımı
backward ideas
gerici fikirler Noun
bankrupt of ideas
fikir yoksulu
barren of ideas
fikir yoksulu
be a man full of new ideas
yeni fikirlerle dolu biri olmak Verb
be a person full of new ideas
yeni fikirlerle dolu biri olmak Verb
be filled with harmful ideas
zehirlenmek Verb
be hospitable to new ideas
yeni fikirlere açık olmak Verb
birth of new ideas
yeni fikirlerin doğuşu
bubble with ideas
kafası fikirlerle dolu olmak Verb
come to a subject with ready made ideas
bir konuya hazır fikirlerle yanaşmak Verb
community of ideas
fikir birliği
connect ideas
fikirler arasında ilgi kurmak Verb
crude ideas
tam oluşmamış fikirler Noun
disseminate ideas
fikir yaymak Verb
enter into sb's ideas
birinin fikrine uygun hareket etmek Verb
exchange of ideas
fikir alışverişi
feed on ideas
fikirlerle hayal dünyasında yaşamak Verb
feed on ideas
kendi fikirlerine gömülü yaşamak Verb
fill sb's mind with harmful ideas
zehirlemek Verb
flaunt advance ideas
ortaya ilerici fikirler atarak gösteriş yapmak Verb
full of new ideas
yeni fikirlerle dolu
half baked ideas
iyi oluşmamış fikirler Noun
host of ideas
çok fikir sahibi
hotchpotch of ideas
fikir karmaşası Noun
improve on sb's ideas
bir kimsenin fikirlerini dinleyerek doğru yola girmek Verb
indeterminate ideas
bağımsız fikirler Noun
innocent of ideas
bir fikri olmama
inoculate someone with new ideas
birine yeni fikirler aşılamak Verb
lax ideas
kesin olmayan fikirler Noun
man of ideas
parlak fikirli adam
muddy ideas
karışık fikirler Noun
outworn ideas
eskimiş fikirler Noun
pour cold water on sb's ideas
birinin fikirlerini kuşkuyla karşılamak Verb
poverty of ideas
fikir kıtlığı
pregnant in ideas
fikirlerle dolu
progressive ideas
ilerici fikirler Noun
put away all ideas
bütün umutlarını yitirmek Verb
take other people's ideas
başkalarının fikrini almak Verb
to have big ideas
önemli tasarıları olmak, önemli bir şey yapmak istemek.
train of ideas
fikir silsilesi
two antagonistic ideas
iki karşıt fikir
wet ideas
kaçıklık
wet ideas
çılgınlık
ideas man
reklamcılıkta fikir bulma uzmanı
ideas man
(reklam Br) fikir bulma uzmanı
inculcate ideas in the mind of sb
birinin kafasına bir fikir sokmak Verb
introduce new ideas into a business
bir işe yeni fikirler getirmek Verb
newfangled ideas about education
eğitim konusunda yepyeni fikirler Noun
put ideas into sb's head
birine fikirler aşılamak Verb
translate ideas into action
fikirleri eyleme dönüştürmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database