imperative

  1. zorunlu, zarurî, mecburî, mübrem, mutlaka lâzım, elzem, kaçınılmaz, şart.
    Is it really imperative
    for them to have such a large army?
  2. emreden, mutlaka itaat edilmesi gereken.
    “Go at once!” he said with an imperative gesture.
  3. Grammar (a) emir (kipi).
    imperative sentence: emir cümlesi. (b) emir kipinde olan fiil.
  4. emir, zorunluluk, mecburiyet, lüzum, ihtiyaç.
  5. uyulması gereken ilke vb..
kesin emir: herkesin uymak zorunda olduğu evrensel ve kesin ahlâk kuralları, E. Kant'ın kurduğu öğreti.
koşullu buyruk: (Kant felsefesinde) istenen sonuca ulaşmak için yapılması gerekeni bildiren ifade.
ahlaki zorunluluk
zorunlu görev
zorunlu gereksinim
kesin emir
zorunlu neden
bir şeyi yapmak şart