in place

  1. yerli yerinde, düzgün, muntazam
kenetlenmek Verb
uygulamada olmak Verb
mevcut olmak Verb
yürürlükte olmak Verb
yürürlükte bulundurmak Verb
uygulamak Verb
yerine.
Use water in place of milk.
bir ...'e sahip olmak Verb
çarşamba pazarı gibi
Kadının yeri evidir. Sentence
bir yerde ikamet etmek Verb
(uşak , hizmetçi) çalıştığı bir yer olmak Verb
vidalanmak Verb
bir yerde konaklama
her yaptığı şeyi yanlış yapmak Verb
bir yerde oturmak Verb
yaylım ateşine tutmak Verb
ikametgâhını belli bir yerde tespit etmek Verb
temerküz etmek Verb
takılmak Verb
her şey yerli yerinde olmak Verb
tarihte yer almak Verb
her şeye karşın iyi niyetli olmak Verb
iyi yürekli/cömert/merhametli/âlicenap olmak, iyi niyetli olmak.
His heart is in the right place:
(Herşeye rağmen) iyi niyetlidir.
ora da
ilkönce, en evvel, herşeyden önce, evvelemirde.
first of all let me say how glad I am to be here.
first off, let's see where we agree and disagree.
ilkönce, evvelâ, evvelemirde, herşeyden önce.
doğru zamanda doğru yerde Adverb
yanlış zamanda yanlış yerde Adjective, Idioms
buracıkta
bir yere yerleşmek Verb
birini yerinden oynatmamak Verb
birine gereken cevabı vermek Verb
biraz uygunsuz kaçmak Verb
toplumda önemsiz yer işgal etmek Verb
bir sorunu birinin ellerine tevdi etmek Verb
bir davayı avukatın ellerine emanet etmek Verb
bir senet üzerine gerektiğinde atıfta bulunmak için adını yazmak Verb
bir senedi emaneten tevdi etmek Verb
sözleşmede öngörülen yer
birine güvenmek Verb
birine güvenmek/itimat etmek.
bir sınıfa sokmak Verb
depoya koymak Verb
emanet etmek Verb
yatırımlara plase etmek Verb
ün kazanma, tanınma, yüksek mevki ve şöhret.
demand a place in the sun: (bir millet) lâyık olduğu
mevki ve itibarı istemek.
take one's place in the sun: ün/şöhret kazanmak, yıldızı parlamak.
savaş tahvillerine para yatırmak Verb
tasarruf hesabına para yatırmak Verb
kaderini birinin ellerine bırakmak Verb
kıymetli eşyalarını bankaya koymak Verb
kamuoyuna karşı gelmek Verb
kamuoyuyla muhalefete düşmek Verb
birinin hâkimiyeti altına girmek Verb
birinin davranışını yanlış değerlendirmek Verb
(US) kıymetli kâğıtları emanete vermek Verb
(Br) menkul değerleri muhafaza için vermek Verb
hisseleri emanete vermek Verb
birine komutayı vermek Verb
birini bürosuna almak Verb
sorunu birinin ellerine tevdi etmek Verb
bankada birinin hesabına yatırmak Verb
görünür bir yere koymak Verb
ortalığı toplamak Verb
güvenilir bir yere koymak Verb
kendini birinin yerine koymak Verb
(bir kimseye) haddini bildirmek, ağzının payını vermek.
ayar vermek Verb
ipka etmek Verb
zapturapt altına almak Verb
zapturapt altına almak Verb
velveleye vermek Verb
yeni bir yere yerleşmek Verb
kuyrukta sıraya girmek Verb