inherit

  1. Verb kalıt almak, tevarüs etmek, varis olmak, miras olarak almak, mirasa konmak.
    He inheritd estate from
    his father. The eldest son will inherit the title. She inherited her mother's beauty and her father's bad temper. The new government inherited a financial crisis.
bir özelliği babadan tevarüs etmek Verb
veraset Noun, Law
tevarüs etmiş Noun
verese Noun, Law
devletin mirasçılığı Noun, Civil Law
tevarüs edebilme
tevarüs edebilir
mirasa ehil olabilme ehliyeti
tevarüs etme ehliyeti
tevarüs etmeye yetkili
tevarüs etmeye ehil
miras almaya ehil
tevarüs etme ehliyeti bulunmama
halef olmaya ehil
miras almaya ehil
miras almaya hakkı olan kişi
miras almaya ehil
bir servet tevarüs etmek Verb
bir ev tevarüs etmek Verb
bir hak tevarüs etmek Verb
bir ünvan tevarüs etmek Verb
bir miras tevarüs etmek Verb
birlikte tevarüs etmek Verb
eşit şekilde tevarüs etmek Verb
(Br) İngiliz vatandaşlığını tevarüs etmek Verb
ortaklaşa mirasa ehil olmak Verb
birlikte tevarüs etmek Verb
birinin vârisi olmak Verb
birinin rolünü devralmak Verb
birinden bir şeyi tevarüs etmek Verb
tevarüs etmek Verb