insert

English-Turkish Translation

  1. eklemek, ilâve etmek, içine/arasına koymak, araya sıkıştırmak, sok(uştur)mak, yerleştirmek.
    to insert
    elastic into the waistband of a skirt. He inserted the key in the lock and turned quietly. To insert a missing letter into a word. To insert a spacecraft into orbit.
  2. dercetmek, (gazeteye vb.) koymak, geçirmek.
    To insert an advertisement in a newspaper. To insert a clause in a contract.
  3. ek, ilâve, araya sokulan/eklenen nesne.
  4. (gazete/dergi vb.) ilâve, ek, kitaba vb. eklenen yaprak/sahife.
    Some magazines have a local insert for certain regions.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

accordion insert
bir dergideki akordeon katlamalı ek sayfa
bound insert
ilaveli
cost of the insert
ilave edilen şeylerin maliyeti
foq- standing insert
bir gazetedeki önceden basılmış ek reklam sayfası Noun
hi fi insert
gazete içindeki sonradan eklenen tam sayfa
hi fi insert
yüksek kaliteli dört renkli reklam
loose insert
ilave
loose insert
ek
package insert
ambalajlı bir ürünün içine konan reklam ya da satış teşvik malzemesi
insert ( disket )
takmak (disket) Information Technology
insert a clause into a contract
bir sözleşmeye madde eklemek Verb
insert a coin in a slot machine
kumar makinesine para atmak Verb
insert a leaf into a file
bir dosyaya bir yaprak koymak Verb
insert a line
bir satır ilave etmek Verb
insert in
sokmak Verb
insert in a paper
gazeteye basmak Verb
insert something in the files
bir şeyi dosyalamak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database