intrusion

  1. Noun zorla içeri girme/sokulma.
    It was an unthinkable intrusion into a man's house.
  2. Noun müdahale, (işe) karışma/burnunu sokma, (sözü vb.) kesme, inkıta, kesinti, (münasebetsizce) söze karışma,
    izinsiz araya girme, mahremiyeti ihlâl.
    intrusion at one's privacy: bir kimsenin mahremiyetini ihlâl.
    He was angry at numerous intrusions on his privacy by rude journalists. I resent the intrusion of the other people into my private affairs.
  3. Noun, Law fuzuli işgal, konut dokunulmazlığını bozma, mesken masuniyetini ihlâl, haneye tecavüz.
  4. Noun, Geology (a) (lâv vb.) katmanlar arasına zorla sokulma/girme/nüfuz etme, (b) (katmanlar arasına) zorla giren madde.
kamu arazisine müdahalenin meni Noun
bir kimsenin özel yaşamına karışma
istenilmediği bir topluluğa zorla katılma
birine askıntı olma