invention

English-Turkish Translation

  1. Noun, Anthropology buluş
  2. Noun icat, ihtira, buluş.
    the invention of the computer. TV is a wonderful invention.
    The necessity
    is the mother of invention: İhtiyaç icat doğurur.
  3. Noun icat kabiliyeti, ihtira kuvveti, hayal gücü, muhayyile.
    To be a good novelist, a person needs invention.
  4. Noun uydurma (haber vb.), yalan.
    His account of robbery was pure invention.
  5. Noun, Music belirli bir konuda bestelenmiş kısa müzik parçası.
  6. Adjective konu seçimi: zamana, dinleyicilere, olaylara uygun olarak söylev konusunun seçilmesi.
  7. Noun bulma, keşfetme.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

tell a story of one's own invention
kendi uydurduğu bir hikâyeyi anlatmak Verb
(patent law) same invention
aynı buluş
abandon an invention
bir ihtirayı serbest bırakmak Verb
accidental invention
tesadüfi buluş
amount of invention
patent tutarı
base an invention
buluş patente bağlamak Verb
benefit of an invention
bir icattan kazanılan para
capital-saving invention
sermaye tasarrufu sağlayan buluş
cognate invention
benzer icatlar
cognate invention
benzer buluşlar
date of invention
icat tarihi
designation of an invention
bir icadın adı
disclose an invention
bir icadı ifşa etmek Verb
disclose an invention
(patent hukuku) bir icadı ifşa etmek Verb
employee invention
işçi buluşu
employee invention
işçinin buluşu
employee's invention
işçinin buluşu
employe's invention
işçinin buluşu
epoch-making invention
çığır açan buluşlar
exploit an invention
bir buluşu değerlendirmek Verb
exploit an invention
buluşu değerlendirmek Verb
generalize the use of a new invention
yeni bir buluşun kullanımını yaygınlaştırmak Verb
identity of invention
aynı buluş
impose secrecy on an invention
buluşu gizli tutmak Verb
impose secrecy on an invention
bir buluşu gizli tutmak Verb
joint invention
ortak icat
joint invention
ortak buluş
keep pace with modern invention
yeni buluşlara ayak uydurmak Verb
latest invention
son buluş
level of invention
(patent) buluş derecesi
most useful invention
çok yararlı buluş
necessity is the mother of invention
ihtiyaç buluşlara yol açar
patent an invention
ihtira beratı verilmesine hak kazandırmak Verb
patent an invention
bir buluş için patent almak Verb
patent an invention
buluş için patent almak Verb
patent for invention
buluş patenti
patent for invention
icat patenti
patent invention
patent icadı
patentable invention
patent ile korunabilen buluş
patented invention
patentli buluş
perfect an invention
buluşa güncellik kazandırmak Verb
perfect an invention
buluşu mükemmelleştirmek Verb
perfect an invention
bir buluşu mükemmelleştirmek Verb
pioneer invention
öncü buluş
piracy of an invention
bir buluşu çalma
prior invention
önceki buluş
priority of invention
buluş önceliği
produce an invention
bir icatta bulunmak Verb
produce an invention
bir icat yapmak Verb
produce of an invention
bir buluşun semeresi
pure invention
düpedüz hayal
pure invention
uydurma
refine upon another's invention
bir başkasının buluşunu mükemmelleştirmek Verb
reserve all rights in an invention
bir buluşla ilgili bütün hakları saklı tutmak Verb
same invention
(patent kanunu) aynı buluş
subject matter of an invention
icat konusu
subject matter of invention
buluşun konusu
take out a patent for invention
bir buluşa patent almak Verb
take out a patent to protect a new invention
yeni bir buluşu korumak için patent almak Verb
try out an invention
bir buluşu denemek Verb
works invention
işyeri buluşu
invention imported from the West
gâvur icadı
invention made by employees
işçilerin buluşları Noun
invention of improvement
terakki buluşu
put an invention to commercial use
bir buluştan ticari bakımdan yararlanmak Verb
put an invention to commercial use
buluştan ticari bakımdan yararlanmak Verb
reduce an invention to practice
buluşa uygulama alanı bulmak Verb
reduce an invention to practice
bir buluşa uygulama alanı bulmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database