jib

  1. Maritime Traffic flok
  2. flok yelkeni.
    flying jib: kotra flok. (bkz: inner jib ), (bkz: outer jib ).
  3. flok yelkenlerinden içte bulunan.
  4. =
    jibb,
    f.
    jibbed, jibbing (bkz: jibe )1
  5. (at vb.) ilerlemeyip sağa /sola/geriye hareket etmek, (engel karşısında) duraklamak, direnmek, diretmek,
    dayatmak.
    On seeing the gate the horse jibbed.
  6. direnen, ilerlememekte inat eden hayvan (at, eşek vb.).
  7. Noun vinç/maçuna kolu.
çehre, yüz ifadesi, dış görünüş.
vinç oku
vinç kolu
dış yelken, baş yelkenlerinin en dışta olanı, kontraflok.
büyük flok yelkeni. Noun
itici bulmak Verb
tipi olmamak Verb
dış yelken, baştaki yelkenin arkasındaki yelken.
bir işi kaytarmak Verb
(bir işi) geciktirmek, savsamak, sürüncemede bırakmak, yapmaktan kaçınmak, ağırdan almak, ertelemek,
kaytarmak, bıkmak, gına getirmek, bezginlik göstermek.
He jibbed at working overtime everyday: Her gün fazla mesai yapmaktan bıktı/gına getirdi.
bir şeyi yapmak istememek Verb
fazla mesai yapmak istemek Verb
büyük baston, cıvadra sereni. Noun
flok yelkenini düzeltme halatı.