joint

  1. Noun, Physiology eklem
  2. Law müteselsil
  3. Noun ek/irtibat/bağlantı (yeri).
  4. Noun eklem, mafsal, oynak yeri.
    The middle joint of the finger.
  5. Noun, Biology boğum, iki eklem arasındaki kısım.
  6. Noun, Botany budak, yaprağın/dalın ağaç dalına/gövdesine birleştiği yer.
  7. Noun kasabın kestiği et parçası (kol. but vb.), büyük parça et.
  8. Noun, Geology çatlak, kaya yüzeyine dik olarak yer yer teşekkül edip kayayı parçalara ayıran çatlaklardan herbiri.
  9. Noun batakhane: âdi/düşük nitelikli lokanta, gece kulübü vb..
  10. Noun kurum, müessese, yer.
  11. Noun esrar sigarası.
  12. Adjective ortak, müşterek.
    a joint savings account. By our joint efforts we managed to push the car back on the road.
  13. Adjective ortaklaşa, beraber, birlikte yapılan, toplu.
    joint heir: ortak mirasçı.
  14. Adjective birleşmiş, bitişmiş, bitişik.
  15. Adjective, Law zincirleme, müteselsil: iyelik/mülkiyet veya sorumlulukta ortak.
    joint surety: müteselsil kefil.
  16. Verb birleş(tir)mek, bitiş(tir)mek.
  17. Verb eklemek, raptetmek.
  18. Verb (et) eklemlerinden ayırmak/kesmek.
    Please joint this chicken before sending it.
  19. Verb eklem takmak, eklemlerle birleştirmek.
birinin zayıf/can alacak damarını bulmak.
elbirliği mülkiyeti Noun, Civil Law
el birliğiyle Adverb
anonim şirket Noun, Civil Law
birinin pabucunu dama at(tır)mak, burnunu kırmak, ilgiyi kendi üzerinde toplayıp birini kıskandırmak.

His nose was put out of joint: Burnu kırıldı; pabucu dama atıldı.
(a) ayağını kaydırmak, pabucunu dama at(tır)mak, burnunu/gururunu kırmak, (b) birinin ümitlerini kırmak,
plânlarını akamete uğratmak.
oynak
diş
diskli kavrama
genleşme derzi
yalpalık
mafsallı direk
diz eklemi
mafsal
geçme
boru bağlantısı
adi meyhane
kauçuk conta
oynak mafsal
sızdırmaz conta
su sızdırmaz ek
müşterek hesap
ortak hesap
değişik kişilerce ortaklaşa açılan veya izlenen dava
müşterek hareket
muhtelif şahıslar tarafından müştereken ikame veya takip olunan dava
ortak eylem
müşterek sözleşme
müşterek anlaşma
ortak elçi
iki başlı ömür boyunca gelir
ortak başvuru sahibi
ortak avukat
ortak yetki
ortak iş
ortak lehdarlar Noun
müşterek komisyon
müşterek teminat senedi
birden çok kuruluş tarafından çıkarılan tahviller Noun
müşterek borçlu
ortak girişim
müşterek yük
ortak teminat
ortak dava vekili
ortak kurul
ortak mukavele
sözleşme
türlü kişilerin ifasını ortaklaşa üstlendikleri veya ortaklaşa ifasını talep hakkını haiz bulundukları akit
türlü kişilerin ifasını üstlendikleri veya ortaklaşa ifasını talep hakkını haiz bulundukları akit
ortak müteahhit
(US) Kongre ile her bir eyalet temsilcisinin ortaklaşa yaptıkları oturum
(US) Kongre ve Senato'nun birlikte oturumu
ortak masraflar Noun
ortak kurul (sendika kurulu
türlü kişileri ortaklaşa ilzam eden akit
ortak kredi
müşterek kredi
müşterek alacaklı
müteselsil alacaklar Noun
müşterek borçlular Noun
müteselsil borçlular Noun
ortak davalı
ortak talep
teşrikimesai
ortak çabalar Noun
ortak işveren
ortak girişim
iştirak halinde mülkiyetli gayri menkul
ortak mal varlığı
iştirak halinde mülkiyetli gayrimenkul
vasiyeti tenfiz memuru
ortaklaşa alınan iflasın açılma kararı
toplu para cezası
toplu ceza
ortak navlun tarifesi
müşterek garanti
müteselsil kefil
müşterek kefil
ortak kefiller Noun
ortak kefalet
müşterek vasi
birlikte bölüşen
ortak vârisler Noun
(US) ortak miras
ortak miras
müşterek menfaat
ortak menfaat
ortak icat
ortak mucit
buluşun ortak mülkiyeti
ortak işlenen haksız fiil
ortak mirasçı
ortak sorumluluk
(poliçe) senedi birlikte imzalayan ortak
ortak müdür
ortak oturum
ortak toplantı
ortak ipotek
bir çok kişinin ortak ihmali
ortak aday
ortak sorumluluk
ortak alacaklı
ortak işgal
birlikte işlenen suç
ortak suçlu
birlikte işlenen suç Noun
ortak işletme
ortak kullanılan opsiyon
paydaş
ortak malsahibi
ortak malik
müşterek mülkiyet
ortak mülkiyet
şirket
dava da taraf birliği
ortaklık
ortak patent
bileşik patent
müşterek davacı
ortak politika
ortak tutum
ortak sahiplik
ortak anapara
ortak ilkeler Noun
ortak üretim
bağlı ürünler Noun
ortak ürünler Noun
ortak vaad
ortak yükümlülük
ortak mülk
ortak mal mülk
ortak mal sahibi
müşterek mülk
ortak malsahibi
ortak mal sahibi
ortak mülkiyet
ortak mübayaa
ortak alıcı
ortak rapor
müşterek rapor
ortak temsilcilik
ortak sorumluluk
karı kocanın ortak vergi matrahı
(US) (gelir vergisi) karı kocanın ortak vergi matrahı
ortak güvenlik
müşterek kefalet
ortak satıcı
parlamentoda müşterek oturum
(parlamento) ortak oturum
ortak hissedarlar Noun
(Br) ortak hissedarlar Noun
ortak imza sahipleri Noun
ortak imza
ortak ifade
ana sermaye
birlikte kefalet
ortak kefalet
birlikte kefalet
bir mülk üzerinde iki ya da daha çok sayıda kişinin kiracılık hakkı bulunması
müşterek kiracılık
müşterek bir kiracı öldüğünde
ortak kiracılık
kiracılık hakkı öteki kiracılara geçer
ortak mülkiyet
ortak kiracılar
ortak kiracılar Noun
ortak mülkiyet
ortak haksız fiil
ortak haksız fiil işleyen kişiler Noun
yasak bir yere birlikte girme
ortak kayyum
ortak imza sahibi
ortak kullanım
ortak teşebbüs
ortak kefil
ortak garanti
ortak vasiyet
(US) ortak vasiyetname
ortak çalışma