birinin zayıf/can alacak damarını bulmak.
elbirliği mülkiyeti
Noun, Civil Law
anonim şirket
Noun, Civil Law
birinin pabucunu dama at(tır)mak, burnunu kırmak, ilgiyi kendi üzerinde toplayıp birini kıskandırmak.
His nose was put out of joint: Burnu kırıldı; pabucu dama atıldı.
(a) ayağını kaydırmak, pabucunu dama at(tır)mak, burnunu/gururunu kırmak, (b) birinin ümitlerini kırmak,
plânlarını akamete uğratmak.
değişik kişilerce ortaklaşa açılan veya izlenen dava
muhtelif şahıslar tarafından müştereken ikame veya takip olunan dava
iki başlı ömür boyunca gelir
birden çok kuruluş tarafından çıkarılan tahviller
Noun
türlü kişilerin ifasını ortaklaşa üstlendikleri veya ortaklaşa ifasını talep hakkını haiz bulundukları akit
türlü kişilerin ifasını üstlendikleri veya ortaklaşa ifasını talep hakkını haiz bulundukları akit
(US) Kongre ile her bir eyalet temsilcisinin ortaklaşa yaptıkları oturum
(US) Kongre ve Senato'nun birlikte oturumu
ortak kurul (sendika kurulu
türlü kişileri ortaklaşa ilzam eden akit
müteselsil alacaklar
Noun
müteselsil borçlular
Noun
iştirak halinde mülkiyetli gayri menkul
iştirak halinde mülkiyetli gayrimenkul
ortaklaşa alınan iflasın açılma kararı
ortak işlenen haksız fiil
(poliçe) senedi birlikte imzalayan ortak
bir çok kişinin ortak ihmali
birlikte işlenen suç
Noun
karı kocanın ortak vergi matrahı
(US) (gelir vergisi) karı kocanın ortak vergi matrahı
parlamentoda müşterek oturum
(parlamento) ortak oturum
(Br) ortak hissedarlar
Noun
ortak imza sahipleri
Noun
bir mülk üzerinde iki ya da daha çok sayıda kişinin kiracılık hakkı bulunması
müşterek bir kiracı öldüğünde
kiracılık hakkı öteki kiracılara geçer
ortak haksız fiil işleyen kişiler
Noun
yasak bir yere birlikte girme