jurisdiction

English-Turkish Translation

  1. Noun, Law yargı çevresi
  2. Noun, Law yargı yetkisi
  3. Noun, Politics-Intl. Relations egemenlik yetkisi
  4. Noun yargılama hakkı/yetkisi, kaza hakkı.
  5. Noun yetki, salâhiyet, görev, vazife.
  6. Noun yetki sınırı/bölgesi, hükümetin nüfuz dairesi.
    within/outside someone's jurisdiction: bir kimsenin
    yetki sınırı içinde/dışında.
  7. Noun yargı çevresi, yargı yetkisi bölgesi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

extend one's jurisdiction
yargı dairesini genişletmek Verb
immunity from jurisdiction
yargı bağışıklığı Noun, International Law
jurisdiction agreement
yetki sözleşmesi Noun, Contract Law
jurisdiction clause
yetki şartı Noun, Contract Law
jurisdictional dispute
yetki uyuşmazlığı Noun, Law
subject-matter jurisdiction
konu bakımından yargı yetkisi, konu bakımından yetki, görev Noun, Law
two-level jurisdiction
iki dereceli yargı Noun, Law
administrative jurisdiction
idari kaza bölgesi
administrative jurisdiction
idari kaza dairesi
administrative jurisdiction
idari kaza yetkisi
administrative jurisdiction
idari yargı yetkisi Noun, Law
advisory jurisdiction
danışma görüşü verme yetkisi Noun, International Law
ancillary jurisdiction
fer'i yargı hakkı
ancillary jurisdiction
tabi kaza hakkı
appelate jurisdiction
istinaf veya temyiz mahkemesinin kaza yetkisi
appellate jurisdiction
temyiz mahkemesinin yargı yetkisi
appellate jurisdiction
istinaf veya temyiz mahkemesinin kaza yetkisi
appellate jurisdiction
temyiz yolu ile inceleme yetkisi
arbitrager arbitragist jurisdiction
hakemin kaza yetkisi
arbitrator jurisdiction
hakemin kaza yetkisi
area of jurisdiction
kaza dairesi
bankruptcy jurisdiction
iflas kaza dairesi
be subject to bankruptcy jurisdiction
iflas kaza dairesine tabi olmak Verb
be subject to jurisdiction
yargıya tabi olmak Verb
civil jurisdiction
ceza hukuku ile ilgisi olmayan kaza yetkisi
civil jurisdiction
hukuk davalarında yargı kararı
common law jurisdiction
örf ve âdet hukuku
common law jurisdiction
kaza yetkisi
complete jurisdiction
kaza yetkisi (davaya bakıp hükmü icra mevkiine koyma
compulsory jurisdiction
zorunlu yargı yetkisi Noun, International Law
concurrence of jurisdiction
aynı olay ve taraflar hakkında ayrı ayrı mahkeme veya adli ya da idari makamların aynı anda kaza hakkını haiz olmaları Noun
concurrent jurisdiction
mütedahil kaza hakkı
concurrent jurisdiction
aynı olay ve taraflar hakkında ayrı ayrı mahkeme veya adli veya idari makamların aynı anda haiz bulundukları kaza hakkı
conflict of jurisdiction
görev uyuşmazlığı Noun, Law
conflict of jurisdiction
kaza yetkisi çatışması
conflicting jurisdiction
çatışan kaza yetkisi
constitutional jurisdiction
anayasa yargısı Noun, Law
consular jurisdiction
konsolosluk yetki dairesi
contentious jurisdiction
çekişmeli kaza yetkisi
contentious jurisdiction
ihtilaflı yargı yetkisi Noun, Law
coordinate jurisdiction
eşgüdümlü kaza yetkisi
coordinate jurisdiction
söz konusu davaya bakmaya yetkili aynı derecedeki mahkemelerin kaza yetkisi
court of competent jurisdiction
belli bir olayın ait olduğu mahkeme
court of competent jurisdiction
yetkili mahkeme
court of limited jurisdiction
yetkisi sınırlı mahkeme
court of original jurisdiction
bidayeten mahkeme yetkisi olan mahkeme
court of original jurisdiction
bidayet mahkemesi
criminal jurisdiction
suçluları yargılama yetkisi
criminal jurisdiction
ceza davalarıyla ilgili kaza yetkisi
criminal jurisdiction
suçluları muhakeme yetkisi
criminal jurisdiction
ceza davalarına ilişkin kaza yetkisi
cumulative jurisdiction
munzam kaza yetkisi
decision for lack of subject-matter jurisdiction
görevsizlik kararı Noun, Law
delegated jurisdiction
yetkili kaza dairesi
demurrer to jurisdiction
mahkemenin kaza yetkisine itiraz
demurrer to the jurisdiction
mahkemenin kaza yetkisine itiraz
disciplinary jurisdiction
disiplin cezası verme yetkisi
discretionary jurisdiction
takdir yetkisi
domestic jurisdiction
yerli mahkemelerin kaza yetkisi
domestic jurisdiction
(milletler hukuku) yerli kaza yetkisi
domestic jurisdiction
ülkesel yetki Noun, International Law
equitable jurisdiction
nasafet ve adalet ilkelerinin söz konusu edildiği kaza yetkisi
exclusive jurisdiction
mühnasır kaza yetkisi
exclusive jurisdiction
münhasır kaza yetkisi
exclusive jurisdiction
yegâne kaza salahiyeti
exclusive jurisdiction
münhasır yargı hakkı ve yetkisi
exclusive jurisdiction
münhasır yargı yetkisi, münhasır yetki Noun, Law
exercise jurisdiction
kaza hakkını kullanmak Verb
exercise jurisdiction
yargılamak Verb
exercise of jurisdiction
rüyet etme
exercise of jurisdiction
kaza hakkını kullanma
exercise of jurisdiction
yargılama
extension of jurisdiction
yargı dairesinin genişletilmesi Noun
extraterritorial jurisdiction
bölge dışı yargı yetkisi Noun, Law
federal jurisdiction
federal kaza yetkisi
fiscal jurisdiction
vergi makamı
fiscal jurisdiction
mali kaza
foreign jurisdiction
yabancı memleket mahkemelerinin kaza yetkisi
foreign jurisdiction
yabancı ülkedeki kaza yetkisi
full jurisdiction
tam kaza yetkisi
general jurisdiction
genel kaza yetkisi
general jurisdiction
genel yargı yetkisi
general jurisdiction
(asliye mahkemesinin kaza yetkisi gibi
have original jurisdiction
bidayet kaza yetkisi olmak Verb
have original jurisdiction
bidayet mahkemesi kaza hakkı olmak Verb
having jurisdiction
kaza yetkisini haiz
industrial jurisdiction
iş hukuku sorunlarının kapsamına girdiği kaza yetkisi
industrial jurisdiction
işçi işveren anlaşmazlıklarında kaza yetkisi
interior jurisdiction
milli kaza yetkisi
international jurisdiction
uluslararası hakemlik yetkisi
international jurisdiction
uluslararası yargı yetkisi Noun, International Law
labor jurisdiction
iş davalarına bakma yetkisi Noun, Law
lack of jurisdiction
vazifesizlik Noun, Law
lack of subject-matter jurisdiction
görevsizlik Noun, Law
lack of territorial jurisdiction
yetkisizlik Noun, Law
limitation of jurisdiction
kaza dairesinin sınırlarının daraltılması
limited jurisdiction
sınırlı kaza yetkisi
local jurisdiction
yerel kaza dairesi
maritime jurisdiction
denizcilik kaza yetkisi
maritime jurisdiction
deniz yetki alanı Noun, Maritime Traffic
matrimonial jurisdiction
evlilik davalarında kaza yetkisi
military jurisdiction
askeri yargılama yetkisi
military jurisdiction
askeri kaza
national jurisdiction
(Br) memleket içi kaza yetkisi
negative conflict of jurisdiction
olumsuz görev uyuşmazlığı Noun, Law
objection to the jurisdiction
kaza yetkisine itiraz
optional jurisdiction
ihtiyari yargı yetkisi Noun, International Law
original jurisdiction
bidayet mahkemesi kaza hakkı
ouster of jurisdiction
kaza yetkisini kabul etmeme
plea as to jurisdiction
yetki itirazı
positive conflict of jurisdiction
olumlu görev uyuşmazlığı Noun, Law
positive conflict of jurisdiction
yetkide icabî ihtilaf Noun, Law
probate jurisdiction
vesayet ve veraset davalarında kaza yetkisi
probate jurisdiction
veraset mahkemesinin yargı yetkisi
removal jurisdiction
(US) federal mahkeme kaza yetkisi
right of jurisdiction
kaza hakkı
special jurisdiction
özel kaza yetkisi
sphere of jurisdiction
yargı alanı
subject-matter jurisdiction
görev Noun, Legal Procedure
subject-matter jurisdiction
konu bakımından yargı yetkisi Noun, Law
summary court of jurisdiction
suçüstü mahkemesi
summary jurisdiction
sulh mahkemesinin yetkisi
summary jurisdiction
tek hâkimli kaza yetkisi
summary jurisdiction
tek yargıçlı kaza yetkisi
tax jurisdiction
vergi davalarında kaza yetkisi
tax jurisdiction
vergi yetki alanı
territorial jurisdiction
devletin kendi ülkesi ve halkı üzerindeki hakları.
territorial jurisdiction
ülkesel yargı yetkisi Noun, International Law
territorial jurisdiction
yer bakımından yargı yetkisi, yer bakımından yetki, yetki Noun, Law
under their jurisdiction
kendi yargı yetkileri dahilinde
union jurisdiction
sendika temsilcilik hakkı
unlimited jurisdiction
tam yargı yetkisi
venue jurisdiction
kaza yetkisi
venue jurisdiction
yetkili mahkeme kaza yetkisi
want of jurisdiction
kazai yetki olmayış
jurisdiction clause
yetki klozu
jurisdiction clause
(nasafet ve adalete aykırı olup davacının aleyhine bir durum söz konusu olduğunda nasafet mahkemesinin yardımını gerektirme şartı
jurisdiction in personam
şahsın mahkeme huzuruna çıkmasıyla gerçekleşen kaza yetkisi
jurisdiction in probate matters
tereke ile ilgili meselelerde kaza yetkisi
jurisdiction of general courts
adli kaza
jurisdiction of the cause
madde itibariyle selahiyet
jurisdiction over the subject matter
yalnız görülen dava hakkında değil
jurisdiction over the subject matter
aynı zamanda davanın konusuyla da ilgili davalar sınıfına ilişkin kaza yetkisi
jurisdiction ratione loci
yer bakımından yargı yetkisi, yer bakımından yetki, yetki Noun, Law
jurisdiction ratione materiae
konu bakımından yargı yetkisi, konu bakımından yetki, görev Noun, Law
jurisdiction ratione personae
kişi bakımından yargı yetkisi, kişi bakımından yetki Noun, Law
jurisdiction ratione temporis
zaman bakımından yargı yetkisi, zaman bakımından yetki Noun, Law
jurisdiction ratione voluntatis
rıza şartı bakımından yargı yetkisi Noun, Law
jurisdiction to adjudicate
karar verme yetkisi Noun, International Law
jurisdiction to execute
infaz yetkisi Noun, International Law
concurrent jurisdiction concurrence of jurisdiction
mütedahil kaza hakkı (bkz .
concurrent jurisdiction concurrence of jurisdiction
davacının arzusuna göre seçebileceği aynı dava konusuna bakmaya ehliyetli muhtelif mahkemelerin kaza hakkı
confer a jurisdiction on a court
bir mahkemeye kaza yetkisi vermek Verb
except the jurisdiction of a court
bir mahkemenin yetkisini reddetmek Verb
general jurisdiction of a court
bir mahkemenin genel kaza hakkı
have jurisdiction in disputes
uyuşmazlıklara bakma yetkisine sahip olmak Verb
have jurisdiction of …
… üzerinde yargı yetkisine sahip olmak Verb, Law
have jurisdiction over …
… üzerinde yargı yetkisine sahip olmak Verb, Law
have jurisdiction to give preliminary rulings
ön karar vermeye yetkili olmak Verb
oust the jurisdiction of a court
bir mahkemenin kaza yetkisini kabul etmemek Verb
Convention on Jurisdiction, Applicable Law and Recognition of Decrees Relating to Adoptions
Evlat Edinmeye İlişkin Kararların Tanınması, Uygulanacak Hukuk ve Yetkiye Dair Sözleşme Noun, International Law
Convention on Jurisdiction, Applicable Law, Recognition, Enforcement and Co-Operation in Respect of Parental Responsibility and Measures for the Protection of Children
Velayet Sorumluluğu ve Çocukların Korunması Hakkında Tedbirler Yönünden Yetki, Uygulanacak Hukuk, Tanıma,
Tenfiz ve İşbirliğine Dair Sözleşme
Noun, International Law
Convention on the Jurisdiction of the Selected Forum in the Case of International Sales of Goods
Uluslararası Satış Sözleşmelerinde Seçilen Mahkemenin Yetkisine Dair Sözleşme Noun, International Law
English-Turkish phrases from Zargan's own database