hak dağıtmaktan kaçınma
Noun, Law
Adalet ve yargı organlarının faaliyetleri (NACE kodu: 84.23)
Noun, Trades-Professions
bir kimsenin adalet duygusunu zedelemek
Verb
özgürlük, güvenlik ve adalet alanı
hak ettiği cezayı acele vermek
Verb
(birini) adalete teslim etmek, mahkemeye vermek, ettiğini buldurmak, cezasını çektirmek.
to bring a criminal to justice/to a court of justice.
bir suçluya hak ettiği cezayı vermek
Verb
birini adalete teslim etmek
Verb
birini mahkemeye vermek
Verb
Avrupa Topluluğu Adalet Divanı içtihadı
Noun
başyargıç: çok yargıçlı bir mahkemenin başkanı.
Noun, Law
Adalet Komisyonu
Noun, Organizations
karşılıklı uygulanan adalet
özgürlük ve eşitlik dağıtan adalet
açık piyasa işlemleri
Noun
adaletin işlemesine engel olmak
Verb
mahkemenin davaya bakmaktan ve karar vermekten imtina etmesi
Noun
adaleti yanlış yola saptırmak
Verb
ilahi adalet
Noun, Religion-Faith
(a) haklı muamele etmek, (b) hakkını vermek/teslim etmek, hak gözetmek.
To do him justice, we must admit that his intentions were good. (c) takdir etmek.
He did justice to the meal.
(a) elinden geleni yapmak, kendini/yeteneklerini göstermek.
He did not do himself justice on the test:
Sınavda kendini gösteremedi. (b) kendine güvenmek.
Avrupa Adalet Divanı
Noun, European Union
Avrupa Toplulukları Adalet Divanı
Noun, European Union
Avrupa Birliği Adalet Divanı
Noun, European Union
bir kanunu yürürlüğe koymak
Verb
adaletin kaynağı
Noun, Law
birini adalete teslim etmek
Verb
birini adaletten gizlemek
Verb
hukukun normal seyrini engellemek
Verb
adaletin işleyişini engellemek
Verb
adaleti engellemek kastıyla
adaletin tecellisi adına
Adverb, Law
adaletin işlemesine engel olmak
Verb
adaletin normal seyrini engellemek
Verb
uluslararası adalet divanı
Proper Name, Organizations
Dünya Mahkemesi, 1945'te Birleşmiş Milletler tarafından milletlerarası davalara bakmak için kurulmuş mahkeme.
Adalet Divanı hükmü, ATAD kararı
taht: Fransız krallarının parlamento toplantılarında oturdukları sandalye.
Noun
toplantı, içtima: Fransız krallarının hazır bulunduğu parlamento toplantısı.
Noun
(İngilterede) Yargıtay Başkanı
Noun
yargıtay hakimi
Noun, Law
Adalet Bakanlığı
Proper Name, Organizations
davalarını anlatmak için her iki tarafa eşit fırsat tanınmalıdır
hakem iyi niyetle hareket etmeli
dava ile ilgili tüm belgeler her iki tarafın kullanımına açık tutulmalı ve her ikisinin de hazır bulunmadığında
her hangibir kanıt sunulmalıdır
bir anlaşmazlığı karara bağlarken bir hakemin uyması gereken kurallar
önyargılı olmadığını ve taraflarla kişisel ilişkisi bulunmadığını göstermelidir
adaletin işlemesine engel olmak
Verb
adaletin işlemesine engel olmak
Verb
adliye aleyhine işlenen cürümler (suç tasviri , iftira , yalancı tanıklık , yalan yere yemin , suçluları saklamak vb
Noun
adliye aleyhine işlenen cürümler
Noun
daimi uluslararası adalet divanı
adaletin seyrini saptırmak
Verb
adaletin seyrini saptamak
Verb
adaleti yolundan saptırmak
Verb
ideal adalet: ceza ve mükâfatların haklı ve âdilâne dağıtılması.
Noun
adaletin normal seyrini etkilemek
Verb
hukukun normal seyrini önlemek
Verb
hükümetin suçların işlenmesini önlemek için aldığı önlemler
bir adalet kaçağını izlemek
Verb
bölge adliye mahkemesi
Noun, Law
kısas
Noun, Religion-Faith
adaletten yana olmak
Verb
bir uyuşmazlığı adalet divanına götürmek
Verb
uyuşmazlığı adalet divanına götürmek
Verb
adalete teslim olmak
Verb
geçiş dönemi adaleti
Noun, Politics-Intl. Relations
Türkiye Adalet Akademisi
Noun, Organizations
TAA
Proper Name, Organizations
AK Parti
Proper Name, Organizations
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)
Noun, Politics-Intl. Relations
AK Parti (AKP)
Noun, Politics-Intl. Relations
(Br) sulh hâkimleri vasıtasıyla sınırlı kaza yetkisi olan
hem hususi hem hukuk hem de ceza hukuku sorunlarına bakan mahkeme
(Br) temyiz mahkemesi hâkimi
Adalet Partisi
Proper Name, Political Parties
en az 5 yıl deneyimi olan ve hâkimlere müşavirlik eden özel kalem müdürü
(Br) alkollü içki satma ruhsatı
adalet ve içişleri alanlarında işbirliği
ceza adalet sistemi
Noun, Law
biri için adalet talep etmek
Verb
talebin meşruluğuna itiraz etmek
Verb
kamu düzeni ve adalet bakanı
Noun, Public Administration
ABD Yüksek Mahkemesi Başkanı.
Avrupa Birliği Adalet Divanı
Noun, European Union
Avrupa Adalet Divanı
Noun, European Union
Avrupa Toplulukları Adalet Divanı
Noun, European Union
Avrupa Adalet Divanı
Noun, European Union
Avrupa Toplulukları Adalet Divanı
Noun, European Union
Avrupa Birliği Adalet Divanı
Noun, International Law
Askeri Adalet İşleri Başkanlığı
Noun, Organizations
Askeri Adalet Teftiş Kurulu Başkanlığı
Noun, Organizations
Müsteşar Adli İşler Yardımcılığı
Noun, Organizations
Avrupa Adalet Divanı
Noun
Uluslararası Adalet Divanı(Lahey Divanı)
Lahey Uluslararası Adalet Divanı
Noun, Law
Askeri Adalet Teftiş Kurulu
Noun, Organizations