kılmak

Turkish-English Translation

  1. make
  2. Verb to make
  3. Verb to render
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

hürriyetten yoksun kılma
deprivation of liberty Noun, Rights-Freedoms
(kişiye ya da şeye) özgü kılmak
to individualize Verb
...'i ...'den farklı kılmak
to set ... apart from ... Verb
10'uncu maddenin uygulanmasını imkânsız kılmak
to preclude the implementation of article 10 Verb
aleni kılmak
to set before the public Verb
anlaşılmaz kılmak
to obscure the understanding Verb
anlaşmazlık konusu bir vasiyeti geçerli kılmak
to establish a disputed will Verb
aşikâr kılmak
to make evident Verb
ayrı kılmak
to distinguish Verb
bağışık kılmak
to immunize Verb
batıl kılmak
to invalidate sth Verb
batıl kılmak
to render something void Verb
beri kılmak
to hold harmless Verb
berî kılmak
to hold harmless Verb, Law
bir akdi hükümsüz kılmak
to invalidate a contract Verb
bir akit hükümsüz kılmak
to invalidate a contract Verb
bir belgeyi geçersiz kılmak
to frustrate a deed Verb
bir fonu emre amade kılmak
to make a fund available Verb
bir hükmü geçersiz kılmak
to invalidate a judgement Verb
bir hükmü geçersiz kılmak
to invalidate a judgment Verb
bir kanunu geçersiz kılmak
to make a law of no effect Verb
bir kimseyi bir başkasının hizmetine tabi kılmak
to bind out Verb
bir maddeyi geçersiz kılmak
to make a clause void Verb
bir muameleyi hükümsüz kılmak
to vitiate a transaction Verb
bir patenti geçersiz kılmak
to invalidate a patent Verb
bir seçimi geçerli kılmak
to validate an election Verb
bir senedi geçersiz kılmak
to frustrate a deed Verb
bir şeyi birinin emrine amade kılmak
to place something at sb's service Verb
bir şeyi birinin emrine amade kılmak
to hold something at sb's disposal Verb
bir sözleşmeyi geçersiz kılmak
to vitiate a contract Verb
bir sözleşmeyi geçersiz kılmak
to invalidate a contract Verb
bir sözleşmeyi geçersiz kılmak
to nullify an agreement Verb
bir talebi geçerli kılmak
to validate a claim Verb
bir tanığın bulunmasını zorunlu kılmak
to compel the attendance of a witness Verb
bir tasarıyı başarısız kılmak
to bring about the failure of a plan Verb
bir taşıt aracını tescil yükümlülüğünden muaf kılmak
to exempt a vehicle from the obligation to register Verb
bir vasiyetnameyi geçersiz kılmak
to invalidate a will Verb
bir yere erişilmesini olanaksız kılmak
to be denied access to somewhere Verb
birine bir projeyi çekici kılmak
to sell someone a project Verb
birini biriyle düşman kılmak
to set against Verb
birini birşeye maruz kılmak
to expose someone to something Verb
birini birşeye uygun kılmak
to fit someone for something Verb
birini birşeye yükümlü kılmak
to commit someone to something Verb
birini ehliyetsiz kılmak
to incapacitate Verb
birini emrine tabi kılmak
to have someone under one's thumb Verb
birini jüri görevinden muaf kılmak
to exempt someone from jury duty Verb
birini müsterih kılmak
to set sb's mind at rest Verb
birini parasından yoksun kılmak
to part someone from his money Verb
birini sorumluluktan muaf kılmak
to exempt someone from liability Verb
birini vasiyetname yapmakta ehliyetsiz kılmak
to disqualify from making a will Verb
birini yardıma ehil kılmak
to qualify someone for relief Verb
birinin emrine amade kılmak
to place at sb's disposition Verb
birinin emrine tabi kılmak
to subordinate Verb
birşeyi anlaşılır kılmak
to put across something Verb
birşeyi birşey kılmak
to render something something Verb
birşeyi imkânsız kılmak
to render something impossible Verb
birşeyi kolay kılmak
to make something easy Verb
birşeyi mümkün kılmak
to provide for something Verb, Law
birşeyi zor kılmak
to make something difficult Verb
birşeyi zorunlu kılmak
to provide that Verb, Law
bütün veya yekpare kılmak
to integrate Verb
cinsiyetinden yoksun kılmak
to unsex Verb
dava ile geri almayı imkânsız kılmak
to preclude recovery by suit Verb
değersiz kılmak
to render valueless Verb
değersiz kılmak
to render worthless Verb
değersiz kılmak
to make nonsense of Verb
düzenli kılmak
to steady Verb
ehliyetsiz kılmak
to disqualify Verb
emre amade kılmak
to render available Verb
eşit kılmak
to tally Verb
etkili kılmak
to optimize Verb
etkisiz kılmak
to neutralize Verb
farklı kılmak
to distinguish Verb
fonu emre amade kılmak
to make a loan available Verb
geçerli kılmak
to make valid Verb
geçerli kılmak
to render valid Verb
geçersiz kılmak
to revoke Verb, Law
geçersiz kılmak
to overrule Verb
geçersiz kılmak
to void Verb
geçersiz kılmak
to make void Verb
geçersiz kılmak
to annul Verb
geçersiz kılmak
to cancel Verb
geçersiz kılmak
to render null and void Verb
geçersiz kılmak
to quash Verb, Law
gelir vergisinden muaf kılmak
to exempt from income tax Verb
gerekli kılmak
to demand Verb
haklarını geçerli kılmak
to establish one's rights Verb
hareketsiz kılmak
to still Verb
hiçe saymak ya da güçsüz kılmak
to marginalize Verb
hukuken ehliyetsiz kılmak
to disable Verb
hukuken geçerli kılmak
to legitimize Verb
hükümsüz kılmak
to vitiate Verb
hükümsüz kılmak
to invalidate Verb
hükümsüz kılmak
to void Verb
hükümsüz kılmak
to rescind Verb
hükümsüz kılmak
to abate Verb
hür kılmak
to free Verb
icrayı imkânsız kılmak
to make performance impossible Verb
iddiasını inanılır kılmak
to establish one's claim Verb
kanunen ehliyetsiz kılmak
to disqualify Verb
kanuni mirasçılık hakkını geçerli kılmak
to claim under an intestacy Verb
kanunu geçersiz kılmak
to make a law of no effect Verb
kendini bir şeye bağımlı kılmak
to addict oneself to sth Verb
kendini birinin emrine amade kılmak
to put oneself at sb's disposal Verb
kendini cezaya maruz kılmak
to make oneself liable to a penalty Verb
kendini ehliyetsiz kılmak
to disqualify oneself Verb
kendini sorumlu kılmak
to make oneself responsible Verb
krediyi emre amade kılmak
to make credit available Verb
küçük bir bungalovda karar kılmak
to fix upon a little bungalow Verb
kullanılır kılmak
to vary on Verb, Information Technology
kullanılmaz kılmak
to vary off Verb, Information Technology
malları pazarlanabilir kılmak
to render goods marketable Verb
malul kılmak
to invalid Verb
maruz kılmak
to expose Verb
meftun kılmak
to carry away Verb
menkul değerleri geçersiz kılmak
to invalidate securities Verb
meşru kılmak
to legitimize Verb
muaf kılmak
to immunize Verb
mukadder kılmak
to foreordain Verb
mukadder kılmak
to ordain Verb
muktedir kılmak
to enable Verb
mümkün kılmak
to enable Verb
mümkün kılmak
to facilitate Verb
mümkün kılmak
to admit of something Verb
muteber kılmak
to render valid Verb
muteber kılmak
to validate Verb
namaz kılmak
to perform one's ritual prayer Verb, Religion-Faith
namaz kılmak
to perform the namaz Verb
ortak kullanıma tabi kılmak
to communize Verb
ortaklaşa sorumlu kılmak
to render jointly liable Verb
özgür kılmak
to emancipate Verb
patenti geçersiz kılmak
to invalidate a patent Verb
seçilemez kılmak
to disable Verb, Information Technology
seçilir kılmak
to enable Verb, Information Technology
sesli kılmak
to vocalize Verb
sorumlu kılmak
to charge Verb
sorumlu kılmak
to render someone liable Verb
sözleşmeyi bağlayıcı kılmak
to make a contract binding Verb
sözleşmeyi geçersiz kılmak
to invalidate a contract Verb
sözleşmeyi geçersiz kılmak
to nullify an agreement Verb
tabi kılmak
to put Verb
tabi kılmak
to be subordinated Verb
tabi kılmak
to subjugate Verb
talepleri eşit kılmak
to put a Verb
tamamıyla kanuna uygun kılmak
to constitute completely Verb
tamamıyla yoksun kılmak
to denude Verb
tanığın bulunmasını zorunlu kılmak
to compel the attendance of a witness Verb
taşıt aracını tescil yükümlülüğünden muaf kılmak
to exempt a vehicle from the obligation to register Verb
tehlikeden masun kılmak
to secure Verb
tescili zorunlu kılmak
to make registration compulsory Verb
toprağı tarıma elverişli kılmak
to subdue Verb
ücretleri eşit kılmak
to equalize wages Verb
ücretleri sabit kılmak
to peg the wages Verb
var kılmak
to call into existence Verb
vasiyetnameyi geçersiz kılmak
to invalidate a will Verb
yararlı ve güvenli kılmak
to tame Verb
yasal kılmak
to legitimate Verb
yeniden geçerli kılmak
to revalidate Verb
yoksun kılmak
to shear Verb
yoksun kılmak
to divest Verb
yükümlü kılmak
to oblige Verb
zamanaşımına dayanarak hükümsüz kılmak
to prescribe Verb
zilyedi satın almaya yetkili kılmak
to entitle the holder to purchase Verb
zorunlu kılmak
to make it necessary Verb
zorunlu kılmak
to necessitate Verb
zorunlu kılmak
to force Verb
zorunlu kılmak
to oblige Verb
zorunlu kılmak
to compel Verb
geçersiz kılmak (eskisini)
override Information Technology
vicdanımı müsterih kılmak için
for the acquittal of my conscience
zamanaşımını geçerli kılmak için talep etmek
to plead prescription Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Etmek, eylemek, yapmak
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.