kısıtlı

Turkish-English Translation

  1. Noun, Law legally incompetent person
  2. limited
  3. narrow
  4. restrained
  5. scanty
  6. close
  7. incapacitated
  8. sparing
  9. qualified
  10. under the care of a guardian
  11. limitary
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

kısıtlı artırma
private sale by auction
kısıtlı imkânlar
pinched circumstances Noun
kısıtlı imkânlar
narrow circumstances Noun
kısıtlı imkânlar
without circumstances Noun
kısıtlı kaynaklar
limited resources Noun
kısıtlı kredi politikası
tight credit policy Noun
kısıtlı malik
limited
kısıtlı malik
owner
kısıtlı malik
limited owner
kısıtlı menfaatler
provincial interests Noun
kısıtlı mülkiyet hakkı
imperfect ownership
kısıtlı oy kullanma hakkı
restricted suffrage
kısıtlı oy kullanma hakkı
limited suffrage
kısıtlı oy kullanma hakkı
contingent voting power
kısıtlı riskli poliçe
limited policy
kısıtlı seçim olanağı
narrow range of choice
(İskoçya) kısıtlı yemin
qualified oath
hatta saldırıya kısıtlı cevap verme uygulaması
measured response
kısmen kısıtlı kişi
partly incapacitated person
kullanılışı kısıtlı hisse senetleri
letter stocks Noun
maddi olanakları kısıtlı olmak
to be deficient in means Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Sınırlı, tahdit edilmiş, mahdut
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.