kalabalik

Turkish-English Phrases

aşırı kalabalık
concrete jungle
büyük kalabalık
shoal
büyük kalabalık
dense crowd
çok kalabalık
overcrowded
çok kalabalık
densely crowded
çok kalabalık
large number of people
çok kalabalık
jam packed
düzenli kalabalık
orderly crowd
düzensiz kalabalık
disorderly crowd
düzensiz kalabalık
rout
fazla kalabalık etmek
to overcrowd Verb
içeri üşüşen kalabalık
in- going crowd
kadrosu kalabalık devlet memurluğu
overstaffed civil service
kalabalık
squash
kalabalık
heap
kalabalık
crew
kalabalık
congestion Noun
kalabalık
congested
kalabalık
host
kalabalık
press
kalabalık
cram
kalabalık
legion
kalabalık
horde
kalabalık
crowded
kalabalık
crowdedness
kalabalık
ruck
kalabalık
crush
kalabalık
confluence
kalabalık
throng
kalabalık
concourse
kalabalık
dense
kalabalık
populous Adjective
kalabalık
flock
kalabalık
assemblage
kalabalık
peopled
kalabalık
crowd
kalabalık
mob
kalabalık
crammed with people
kalabalık
troop
kalabalık
drove
kalabalık
frequency
kalabalık
frequent
kalabalık
gathering
kalabalık
herd
kalabalık
hive
kalabalık
mass
kalabalık
meinie
kalabalık aile
extended family
kalabalık ailelerin oturduğu kalabalık apartman
tenement house
kalabalık ailelerin oturduğu ucuz apartman
tenement house
kalabalık arasından kendine yol açarak geçmek
to worm one's way through the crowd Verb
kalabalık bir müşteri çevresi kurmak
to work up a connection Verb
kalabalık bir otobüse zar zor girmek
to squeeze oneself into a crowded bus Verb
kalabalık bölge
congested area
kalabalık bölge
overcrowded region
kalabalık cadde
busy street
kalabalık caddeler
crowded streets Noun
kalabalık caddeler
congested streets Noun
kalabalık ciro trafiği
heavy clearing
kalabalık eden ve kullanılmayan eşya
lumber
kalabalık etmek
to overcrowd a room Verb
kalabalık etmek
to throng Verb
kalabalık etmek
to congest Verb
kalabalık ev
crowded dwelling
kalabalık ev
overcrowded house
kalabalık ev halkı olmak
to have a large household Verb
kalabalık içinden kendine bir yol açmak
to wangle one's way through the crowd Verb
kalabalık karşısında duyulan korku
ochlophobia
kalabalık mahalle
warren
kalabalık nüfuslu şehir
crowded city
kalabalık otobüs
crowded bus
kalabalık saatler
crowded hours Noun
kalabalık sayfiye yeri
crowded holiday resort
kalabalık şehir
crowded city
kalabalık seyirci
crowded audience
kalabalık seyircinin bulunduğu gösteri
well-attended performance
kalabalık sınıf
overcrowded class
kalabalık sınıf
overcrowded b
kalabalık tarafından sarılmak
to be mobbed by the crowd Verb
kalabalık toplantı
packed meeting
kalabalık trafik
crowded with traffic
kalabalık tren
overcrowded packed train
kalabalık ve hareketli bir yer
beehive
karışık kalabalık
medley
karışıklık çıkaran kalabalık
turbulent mob
kuru kalabalık
crowd of idle onlookers
memur kadrosu kalabalık olmak
to overstaffed Verb
şaşırtıcı kalabalık
wilderness
sıkı kalabalık
thick of the crowd
sırtında kalabalık bir aile taşımak
to be encumbered with a large family Verb
yol kenarında dizilen kalabalık
roadside crowd
Turkish-English phrases from Zargan's own database

kalabalık
Çok sayıda ... gelen topluluk