karin

Turkish-English Phrases

faiz ve karın sermayeye ilavesi
capitalize
göğüsle karın arasındaki kısım
mid riff
karın
stomach
karın
belly
karın
tummy
karın
abdominal region
karın
paunch
karın
kishkes
karın
kyte
karın
wame
karın
abdomen Noun, Anatomy
karın
abdomen (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
karın ...
stomachic
karın ...
antinodal
karın ...
ventricular
karın ağrısı
stomach ache Noun, Medicine
karın ağrısı
tummy ache Noun, Medicine
karın ağrısı
gripes Noun, Medicine
karın ağrısı
stomachache Noun, Medicine
karın ağrısı
bellyache
karın ağrısı
abdominal pain Noun, Medicine
karın ağrısı
gripe Noun, Medicine
kârın aktifleştirilmesi
capitalization of profits
kârın artması
improvement in profits
kârın artması
earnings gains
kârın azalması
profit shrinkage
kârın azami hale getirilmesi
maximization of profit
kârın azamileştiği seviyedeki fiyat
profit-maximizing price Noun, Competition Law
kârın azamileştirilmesi
profit maximization Noun, Competition Law
kârın belli yerlere tahsis teklifi
proposed appropriation of profits
kârın belli yerlere tahsisi
appropriation of profit
kârın bir kısmını belli bir mali yıla aktarmak
to apportion party of the pimss to a particular tax year Verb
kârın bir kısmını ihtiyata ayırmak
to reserve a part of the profit Verb
kârın birlikte azamileştirilmesi
joint profit maximization Noun, Competition Law
karın bölgesi
abdominal region
karın bölgesinde şiddetli ağrı
acute abdominal pain
karın boşluğu
abdominal cavity Noun, Physiology
kârın büyük kısmı
bulk of profit
karın dolusu
bellyful
karın doyuracak miktarda
bellyful
karın doyurmak
to eat one's fill Verb
kârın düşmesi
earnings dip
kârın düşmesi
earnings drop
kârın düşük gösterilmesi
understatement of profit
kârın düşük gösterilmesi
understatement pimss
karın gazı giderici
carminative
kârın gerçekleşmesi
profit realization
kârın havalesi
remittance of profits
kârın hesaplanması
calculation of benefit
kârın hesaplanması
calculation of profits
kârın hesaplanması
valuation of profit
kârın kısıtlanması
limitation of profits
kârın nakli yekunu
brought forward surplus
karın rnı
head
karın rnı
womb
karın rnı
stomach
karın rnı
(col) mind
karın rnı
belly
karın rnı
the rounded
karın rnı
protrusive part of sth
karın rnıı acıkmak
to be hungry Verb
karın rnıı acıkmak
to get hungry Verb
karın rnıı doymak
to have eaten one's fill Verb
karın rnıı doymak
to be full Verb
kârın satılmış hisse senetleri
shares sold flat Noun
karın sesleri
bowel sounds Noun, Medicine
karın sesleri
abdominal sounds Noun, Medicine
kârın sınırlanması
control of profits
kârın tespiti
determination of profits
kârın yarısını cebe atmak
to pocket half of the profits takings Verb
kârın yükselmesi
recovery in profit
kârın yüzde 60'ını hissedarlara dağıtmak
to pay out 60 % of profits to shareholders Verb
karın, karnı
abdomen Noun
kocaman karın
paunch
künt karın travması
blunt abdominal trauma Noun, Medicine
net kârın ayrılması
allocation of the net profit
net kârın belli yerlere tahsisi
appropriation of net profit
net kârın paylaştırılması
apportionment of the net profit
normal ekonomik kârın üzerindeki kâr
superprofit
şiddetli karın ağrısı
cramp
suya karın üstü atlayış
bellyflop
tüm vergi ödemeleri düşüldükten sonra kârın hesaplanması
after-tax pims
üzerindeki bölgelerde karın tam olarak erimediği hat
snowline
vergilerden sonra net kârın net varlığa bölünmesi
profit on net worth ratio
yumuşak karın
Achilles' heel Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yakın, karib
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

karın
İnsan ve hayvan vücûdunun kaburgaların kenarından ... organlar bulunan kısmı, batın