kaybetmek

Turkish-English Translation

  1. cast
  2. Verb to lose out
  3. Verb to lose
  4. Verb to mislay
  5. Verb to drop
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

gözaltında kaybetme
forced disappearance in detention Noun, Rights-Freedoms
koku kaybı
loss of the sense of smell Noun, Medicine
vatandaşlığı kaybettirme
expatriation Noun, International Law
vatandaşlığın kaybedilmesi
loss of nationality Noun, International Law
(borsa) ikramiyeyi kaybetmek
to relinquish the forfeit Verb
(dava) kaybetmek
to be unsuccessful Verb
(gemi) yol kaybetmek
to lose way Verb
aklını kaybetmek
to lose one's senses Verb
aklını kaybetmek
to go out of one's mind Verb
bağımsızlığını kaybetmek
to lose one's independence Verb
bahis bahsi kaybetmek
to lose the wager Verb
bir alışverişte kaybetmek
to lose on a transaction Verb
bir boyun farkıyla kaybetmek
to lose by a neck Verb
bir davayı gıyap kararı ile kaybetmek
to loose a case by default Verb
bir davayı gıyap kararıyla kaybetmek
to lose a case by default Verb
bir davayı kaybetmek
to be cast in a lawsuit Verb
bir davayı kaybetmek
to lose an action Verb
bir davayı kaybetmek
to lose a case Verb
bir dostu kaybetmek
to be widowed of a friend Verb
bir hakkı kaybetmek
to forfeit a right Verb
bir mülkü kumarda kaybetmek
to spend an estate in gaming Verb
bir pazarı kaybetmek
to lose a market Verb
bir savaşı kaybetmek
to lose war Verb
bir şey üzerinden para kaybetmek
to loose money on sth Verb
bir şeyi kaybetmek
to stick something down Verb
bir şeyin izini kaybetmek
to lose track of sth Verb
bir teminat altında haklarını kaybetmek
to lose one's rights under a guarantee Verb
bir teminat altında haklarını kaybetmek
to lose one's rights under a guaranty Verb
birini gözden kaybetmek
to have lost sight of sb Verb
birini kaybetmek
to give someone into custody Verb
birinin izini kaybetmek
to lose track of Verb
birşeyi kaybetmek
to yield up something Verb
bütün dostlarını kaybetmek
to estrange all sb's friends Verb
bütün parasını kaybetmek
to tap out Verb
büyük meblağ kaybetmek
to be a loser to a considerable amount Verb
büyük miktarda para kaybetmek
to take a bath Verb
cazibesini kaybetmek
to wear off Verb
cesaretini kaybetmek
to lose one's nerves Verb
cesaretini kaybetmek
to collapse Verb
çok vakit kaybetmek
to waste a lot of time Verb
davasını kaybetmek
to lose one's lawsuit Verb
davasını kaybetmek
to lose one's case Verb
davayı kaybetmek
to be cast in lawsuit Verb
davayı kaybetmek
to be cast in a lawsuit Verb
davayı kaybetmek
to lose a lawsuit Verb
davayı kaybetmek
to fail in a suit Verb
değer kaybetmek
to suffer a depreciation Verb
değer kaybetmek
to lose in value Verb
değer kaybetmek
to float downward Verb
değerini kaybetmek
to lose its value Verb
dengesini kaybetmek
to lose one's footing Verb
emeklilik aylığı hakkını kaybetmek
to forfeit the right to a pension Verb
esnekliği kaybetmek
to lose tone Verb
genel seçimlerde kaybetmek
to be unseated at the general election Verb
gözden kaybetmek
to lose view of Verb
güç kaybetmek
to lose ground Verb
hafızasını kaybetmek
to lose one's memory Verb
haklarını kaybetmek
to forfeit one's rights Verb
halkın gözünde itibarıni kaybetmek
to lose one's credit with the public Verb
hayatını kaybetmek
to fall Verb, Military
iktidarı kaybetmek
to fall Verb, Central Government
ilgi çekiciliğini kaybetmek
to wear off Verb
ilginçliğini kaybetmek
to wear thin Verb
ilgisini kaybetmek
to turn off Verb
ilgisini kaybetmek
to lose interest Verb
ilgisini kaybetmek
to go cold (on) Verb
irtifa kaybetmek
to lose height Verb, Aviation
iş mevkiini kaybetmek
to lose one's caste Verb
işini ağırdan alarak vakit kaybetmek
to dawdle Verb
işini kaybetmek
to be out on one's neck Verb
işini kaybetmek
to lose one's position Verb
işini kaybetmek
to lose one's employment Verb
işini kaybetmek
to lose one's job Verb
işini kaybetmek
to fall out of work Verb
itibarını kaybetmek
to fall into disrepute Verb
itibarını kaybetmek
to lose one's face Verb
itibarını kaybetmek
to lose one's reputation Verb
itibarını kaybetmek
to forfeit one's credit Verb
itibarını kaybetmek
to fall from grace Verb
itibarını kaybetmek
to forfeit one's reputation Verb
itibarını kaybetmek
to suffer loss of prestige Verb
itidalini kaybetmek
to lose one's hair Verb
itidalini kaybetmek
to lose your temper Verb
izi kaybetmek
to lose the scent Verb
kan kaybetmek
to bleed Verb
kan kaybetmek
to loose blood Verb
kazada hayatıni kaybetmek
to lose one's life in an accident Verb
kazada hayatını kaybetmek
to lose one's life by accident Verb
kendini kaybetmek
to run amok Verb
kendini kaybetmek
to see red Verb
kilo kaybetmek
to lose weight Verb
kontrolünü kaybetmek
to go off the deep end Verb
kontrolünü kaybetmek
to lose control of oneself Verb
kontrolünü kaybetmek
to run out of control Verb
kozu kaybetmek
to get the dirty end of the stick Verb
kozu kaybetmek
to topped to be Verb
kredisini kaybetmek
to forfeit one's credit Verb
kumarda bir servet kaybetmek
to gamble away a fortune Verb
mahkeme de davayı kaybetmek
to lose a case in court Verb
mahkemede davayı kaybetmek
to lose a case in court Verb
mallarının büyük bölümünü kaybetmek
to lose the bulk of one's goods Verb
mevkiini kaybetmek
to fall from one's position Verb
müşterilerini kaybetmek
to lose one's customers Verb
önceliğini kaybetmek
to lose priority Verb
önemini kaybetmek
to take a backseat to something Verb
önemini yavaş yavaş kaybetmek
to de escalate Verb
otomobilin kontrolunu kaybetmek
to lose control of one's car Verb
otomobilin kontrolünü kaybetmek
to lose control of one's car Verb
oy haklarını kaybetmek
to forfeit one's voting rights Verb
oy kaybetmek
to lose votes Verb
oy kullanma haklarını kaybetmek
to forfeit one's voting rights Verb
parlamentoda sandalyesini kaybetmek
to lose one's seat in parliament Verb
puan kaybetmek
to drop a point Verb, Sports
rehin edilen şeyi kaybetmek
to forfeit a pledge Verb
rehin hakkını kaybetmek
to lose the lien Verb
ruhsatıni kaybetmek
to forfeit one's licence Verb
sağlığını kaybetmek
to forfeit one's health Verb
sağlığını kaybetmek
to decay Verb
şansını kaybetmek
to miss the boat Verb
savaşı kaybetmek
to lose war Verb
savaşı kaybetmek
to lose the war Verb
seçimde kaybetmek
to be defeated at the polls Verb
seçimde kaybetmek
to pill Verb
sendika üyelerinin oyunu kaybetmek
to lose the trade-union vote Verb
servet inin yarısını kumarda kaybetmek
to gable away half one's wealth Verb
servetini kumarda kaybetmek
to gamble away one's fortune Verb
servetinin yarısını kumarda kaybetmek
to gamble away half one's wealth Verb
soğukkanlılığını kaybetmek
to lose one's presence of mind Verb
soğukkanlılığını kaybetmek
to lose one's cool Verb
soğukkanlılığını kaybetmek
to lose one's coolness Verb
spekülasyonlarla parasını kaybetmek
to finance one's money away Verb
sükûnetini kaybetmek
to lose your temper Verb
sürücü ehliyetini kaybetmek
to forfeit one's driving licence Verb
sürücü ehliyetini kaybetmek
to forfeit one's driving license Verb
tahtı kaybetmek
to lose one's throne Verb
tahtını kaybetmek
to lose one's throne Verb
teması kaybetmek
to lose touch Verb
teminatını kaybetmek
to forfeit a security Verb
tombalayı kaybetmek
to raffle off Verb
uçağın kontrolünü kaybetmek
to lose control of an aircraft Verb
ümidini kaybetmek
to despair Verb
umudunu kaybetmek
to despair Verb
umudunu kaybetmek
to fall into despair Verb
unvanını kaybetmek
to tto lose a title Verb
ünvanını kaybetmek
to lose a title Verb
vakit kaybetmek
to squander time Verb
vakit kaybetmek
to not to let grass grow under one's feet Verb
vatandaşlığını kaybetmek
to become divested of one's nationality Verb
vücuttan su kaybetmek
to dehydrate Verb
yolunu kaybetmek
to lose one's bearings Verb
zaman kaybetmek
to squander time Verb
zamanaşımı yüzünden hak kaybetmek
to negative prescription Verb
itibarıni kaybetmek demek
to mean loss of prestige Verb
itibarını kaybetmek demek
to mean loss of prestige Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir daha ... mahrum kalmak
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.