Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
languish
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Intransitive Verb
zayıf düşmek, takati kesilmek, mecalsiz kalmak, gevşemek.
His vigilence never languished.
Intransitive Verb
solmak, erimek, süzülmek, ruhsuzlaşmak, hayatiyetini/canlılığını kaybetmek.
The flowers languished from lack of water.
Intransitive Verb
ihmale uğramak.
Intransitive Verb
isteği/hevesi kalmamak, ümidini kaybetmek, umutsuzluğa/ye'se kapılmak.
Intransitive Verb
kederli/üzgün/hülyalı hal takınmak.
She gave the young man a languishing look.
Intransitive Verb
sıkıntı/ıstırap çekmek, sefil/perişan olmak, sefalet çekmek.
to languish in powerty
: yoksulluk
içinde sürünmek.
Wild animals often languish in captivity.
languish in prison
: hapishanede çürümek.
Intransitive Verb
languish for
: özlemini/hasretini çekmek.
She languished for home.
languish after/for
sth: bir şeyin hasretiyle erimek/yanıp tutuşmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
languish in prison
hapiste çürümek
Verb
languish in prison
hapishanede çürüyüp gitmek
Verb
languish in prison
hapishane de çürüyüp gitmek
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.