laughing

  1. gülüş, gülme, kahkaha.
  2. gülen /güldüren (kimse).
  3. gülünç, gülünecek.
kahkaha koparmak.
kahkaha atmak.
katıla katıla gülmek
gülmekten kırılmak Verb
çok gülmek Verb
kahkahalarla gülmek Verb
kahkahalara boğulmak Verb
çok gülmek Verb
gülmekten ölmek Verb
güldürücü gaz, azot oksit: N2O.
güldürücü gaz, diazot monoksit: N2O. Hoş kokulu, tatlı, tutuşmaz gaz. Teneffüs edilirse ferahlık,
neşe ve inşirah verir. Dişçilikte anestetik olarak, bazı kimyasal maddeleri yapmakta, fısfıslarda vb. kullanılır.
Noun
gülen martı
(Larus atricilla): K. Amerikanın Atlantik kıyılarında yaşayan kara başlı, tiz sesli bir martı türü.
benekli sırtlan.
gülen balıkçıl
(Dacelo gigas): Avustralyaya özgü, kahkahaya benzer keskin, gürültülü ses çıkaran bir balıkçıl kuşu. Noun
kookaburra.
Internette sohbet programlarında kullanılan gülme efekti
alay konusu.
alay konusu olmak Verb
kepaze olmak Verb
maskara etmek Verb
şakaya gelmez (nazik/kritik) durum, ciddî/gülünmeyecek şey.
It's no laughing matter: Bu iş şakaya
gelmez/durum naziktir/işin şakası yok/mesele ciddîdir.
The mistake was no laughing matter: Hata ciddî idi.
gır gır kaynatmak (argo) Verb