lawsuit

  1. Noun, Law hukuk davası
  2. Noun dava, yasal kovuşturma.
    Injustices are often remedied by lawsuits.
davasını kaybetmek Verb
davasını kazanmak Verb
duruşma Law
idari dava Noun, Law
davayı kaybetmek Verb
bir davayı kaybetmek Verb
davayı kaybetmek Verb
bir dava ile karşı karşıya bulunmak Verb
dava ile karşı karşıya bulunmak Verb
kendisine karşı dava açılmak Verb
bir davaya karışmak Verb
dava açmak Verb, Law
davası olmak Verb
davalı olmak Verb
bir davayı sonuçlandırmak Verb
adli dava Noun, Law
dava açmak Verb
bir dava açmak Verb
bir davaya bakmak Verb
bir davanın gidişi
bir davadan vazgeçmek Verb
bir davayı engellemek Verb
bir dava açmak Verb
pahalıya çıkan dava
dava ikame etmek Verb, Law
dava açmak Verb, Law
yersiz dava Noun, Law
bir davaya katılmak Verb
(US) bir davaya katılmak Verb
bir davanın görüldüğü mahkemenin kazai yetkisi Noun
davayı kaybetmek Verb
adli dava Noun, Law
davada taraflardan biri
bir davayı sürüncemede bırakmak Verb
davayı sürüncemede bırakmak Verb
uzatmalı dava Noun, Law
davanın esası
dava açma süresi Noun, Law
dava süresi Noun, Law
bir davaya katılmak Verb
bir davayı kazanmak Verb
derneğin feshi davası Noun, Law
müspet tespit davası Noun, Law
menfi tespit davası Noun, Law
müspet tespit davası Noun, Law
birine karşı dava açmak Verb
davaya bakmak Verb
bir müşterinin davasına bakmak Verb
birine karşı dava açmak Verb
biriyle davası olmak Verb
biriyle davası olmak Verb
bir davayı uzlaşma yoluyla (dostça) halletmek Verb
bir davayı dostça halletmek Verb