leaving

English-Turkish Translation

  1. Noun artık, kalıntı, bakiye.
  2. Noun ayrılma, bırakıp gitme, hareket etme, bitirme, mezuniyet.
    leaving - age: resmî okul/lise bitirme
    yaşı.
    leaving certificate: orta öğrenim diploması.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

(guest) to stay on and on with no apparent though of leaving
post sermek Verb
(one) who is leaving
gidici
be on the point of leaving
ayrılmak üzere olmak Verb
cause for leaving
terketme nedeni
cause for leaving
terk etme nedeni
date of leaving
ilişki kesme tarihi
early school leaving
okulu erken terk etme (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
enjoin someone from leaving
birine gitmesini yasaklamak Verb
just before leaving
giderayak
preparatory to leaving
yolculuk öncesi hazırlık olarak
school leaving
okuldan mezuniyet
leaving aside
sarfınazar
leaving certificate
(Br) çalışma müsaadesi Noun
leaving certificate
(okul) tasdikname
leaving dinner
veda ziyafeti
leaving dinner
ayrılış yemeği
leaving examination
mezuniyet sınavı
leaving indemnity
ayrılma tazminatı
leaving of a steamer
bir vapurun sefere çıkışı
leaving off time
paydos saati
leaving out
salıvermek Verb
leaving permit
polisin verdiği bir yerden ayrılabilme izni
leaving permit
polisin verdiği bir yerden ayrılma izni
leaving ship
sefere çıkan gemi
leaving something out of account
saymazlık
leaving the mountain
dağdan iniş Noun, Politics-Intl. Relations
leaving without notice
haber vermeden ayrılma
die without leaving issue
nesil bırakmadan ölmek Verb
entering and leaving the country
memlekete girip çıkma
school leaving ceremony
okul mezuniyet töreni
school leaving certificate
tasdikname
school leaving examination
mezuniyet sınavı
secondary school leaving certificate
ikincil okuldan mezuniyet belgesi (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
English-Turkish phrases from Zargan's own database