libel

  1. Noun yazılı hakaret
  2. Noun, Law hakaret
  3. Law (a) şeref kırıcı yayın, kötüleyici/küçük düşürücü yerme.
    The actor brought suit against the columnist
    for libel: Aktör, fıkra yazarı aleyhinde hakaret davası açtı. (b) yazılı hakaret/iftira, küçük düşürücü /müstehcen yazı/resim vb. yayınlama. (bkz: slander ).
  4. (herhangi) iftira, karalama, hakaret, şeref kırıcı/küçük düşürücü eylem.
  5. Law dilekçe, istida, arzuhal.
  6. risale, kısa bilimsel inceleme/tez.
  7. neşren hakaret etmek, şeref kırıcı/küçük düşürücü yayın yapmak.
    The candidate charged that his opponent
    libeled him in the article.
  8. libel against/on: iftira etmek, kara sürmek/çalmak.
iftira davası Noun
hakaret davası Noun
hakaret
cezayı gerektiren iftira
hakaret takibatı ile ilgili kanun
hakaret davası Noun
bir hakareti yayımlama
(Br) kışkırtıcı hareket
birine hakaret davası açmak Verb
birine hakaret davası açmak Verb
(US) rekabete kara çalma
iftira edici beyan
hakaret davası Noun
hakaret davası Noun, Law
bir kimseye yapılan hakaret
iftira veya bühtan