bağlam
Noun, Capital Markets
esas sözleşmesel bağlam
Noun, Capital Markets
zaman aşımıyla hakkın düşmesi
zamanaşımına uğramış olmak
Verb
sınırsız sorumlu olmak
Verb
(özel idare muhasebesi) borç limiti
(simsar) fiyat sınırını aşmak
Verb
kanuni zamanaşımı süresinin uzatılması
karşılıksız para basma sınırı
(US) bir şeyi sonuna kadar götürmek
Verb
(mali maliyet sigortası) limitin artırılması
zaman aşımı süresine ara vermek
Verb
(banknot ihracı) karşılıksız para basma sınırı
bir zaman sınırı gözetmek
Verb
bir intifa hakkının kendiliğinden sona ermesi
kanuni zaman aşımı süresi
sınırla kayıtlı intifa hakkı
sınırla kayıtlı kullanma hakkı
temettülerde yapılan kısıtlamalar
Noun
bir talebin zamanaşımıa uğraması
bir talebin zamanaşımına uğraması
dava hakkının doğuşundan sonra dava açmak için kanunun belirlediği tarih
vasiyeti infazda yetki sınırı
bir gayri menkulün sınırları
Noun
bir gayrimenkulün sınırları
Noun
cezai takibatın zamanaşımı uğraması
cezai takibatın zamanaşımına uğraması
çalışma saatlerinin daha aza indirilmesi
Noun
kaza dairesinin sınırlarının daraltılması
borcun sınırlandırılması
Noun, Law
sorumluluğun sözleşmeyle sınırlanması
üye sayısının azaltılması
gürültü sınırlandırılması
gürültü emisyonu sınırlaması
(ceza takibatı) cezanın zamanaşımına uğraması
zamanaşımı hükümleri
Noun
cezanın zamanaşımıa uğraması
(Br) zamanaşımı kanununu uygulamak
Verb
zamanaşımına uğramış olmak zamanaşımını yeniden başlatmak
Verb
4 yıllık zamanaşımına tabi olmak
Verb
bir bütçenin sınırlarını saptamak
Verb
ithalat tahdidi anlaşması
birinin hareket serbestisini sınırlamak
Verb
... de dahil olmak, ancak bununla sınırlı olmamak üzere
Adverb, Law
… da dahil olmak, ancak bununla sınırlı olmamak üzere
Adverb, Law
(Br) zamanaşımı hakkındaki kanun hükümleri
Noun
zamanaşımına yeniden başlatmak
Verb
işlemekte olan zamanaşımı süresini kesmek
Verb
anti balistik füze sistemlerini sınırlandıran anlaşma ve ek protokol