limitation

  1. Noun sınırla(ndır)ma, kısıtlama, kayıtlama, takyit, tahdit.
    the limitation on imports.
  2. Noun zaaf, kusur, noksanlık, yetersizlik, gücü/yeteneği sınırlandıran etken.
    He has his limitations:
    Yetenekleri sınırlıdır.
    to know one's limitations. A wise man knows his own limitations.
  3. Noun sınırlandıran şey.
  4. Noun sınırlı/mahdut olma.
  5. Noun, Law (a) süre, mehil, mühlet, zaman aşımı.
    statute of limitations: zaman aşımını belirleyen yasa. (b) sınırlayıcı koşul/madde.
silah tahdidi
zaman aşımıyla hakkın düşmesi
zamanaşımına uğramış olmak Verb
sınırsız sorumlu olmak Verb
munzam müddet
munzam mehil
rekabet tahditleri Noun
(özel idare muhasebesi) borç limiti
kâr payı sınırlaması
(simsar) fiyat sınırını aşmak Verb
taliki şartlı vasiyet
kanuni zamanaşımı süresinin uzatılması
uç sınır
karşılıksız para basma sınırı
kesin sınır
sınırı aşmak Verb
(US) bir şeyi sonuna kadar götürmek Verb
ithalat tahdidi
(mali maliyet sigortası) limitin artırılması
en erken sınır
zaman aşımı süresine ara vermek Verb
haddini aşmamak Verb
geniş limit
(banknot ihracı) karşılıksız para basma sınırı
alt sınır
azami sınır
üyelik sınırlaması
dar sınır
bir zaman sınırı gözetmek Verb
en yüksek meblağ
(sigorta) teminat sınırı
park tahdidi
zamanaşımı süresi
nüfus sınırlaması
nüfussınırlaması
uygulanabilir sınırlar
riski sınırlama
bir intifa hakkının kendiliğinden sona ermesi
kanuni zaman aşımı süresi
kanuni zamanaşımı süresi
zamansınırı
zaman sınırı
(Br) zamanaşımı kanunu
sınırlama fonu Noun
sınırla kayıtlı intifa hakkı
sınırla kayıtlı kullanma hakkı
temettülerde yapılan kısıtlamalar Noun
bir talebin zamanaşımıa uğraması
bir talebin zamanaşımına uğraması
dava zamanaşımı
dava zaman aşımı
dava hakkının doğuşundan sonra dava açmak için kanunun belirlediği tarih
dava zamanaşımı
vasiyeti infazda yetki sınırı
bir gayri menkulün sınırları Noun
bir gayrimenkulün sınırları Noun
silahları sınırlama
silahların kısıtlanması
yetki sınırlaması
kredi sınırlaması
cezai takibatın zamanaşımı uğraması
cezai takibatın zamanaşımına uğraması
ihracat sınırlaması
harçların kısıtlanması
çalışma saatlerinin daha aza indirilmesi Noun
ithalat kısıtlaması
yatırımı sınırlama
kaza dairesinin sınırlarının daraltılması
sınırlı sorumluluk
borcun sınırlandırılması Noun, Law
sorumluluğun sözleşmeyle sınırlanması
üye sayısının azaltılması
gürültü sınırlandırılması
gürültü emisyonu sınırlaması
verimin kısıtlanması
kârın kısıtlanması
oy hakkının kısıtlanması
arzın sınırlandırılması
(ceza takibatı) cezanın zamanaşımına uğraması
zamanaşımı süresi
zamanaşımı hükümleri Noun
zamanaşımı cetveli
cezanın zamanaşımıa uğraması
(Br) zamanaşımı kanununu uygulamak Verb
silah tahdidi anlaşması
zamanaşımına uğramış olmak zamanaşımını yeniden başlatmak Verb
4 yıllık zamanaşımına tabi olmak Verb
bir bütçenin sınırlarını saptamak Verb
ithalat tahdidi anlaşması
birinin hareket serbestisini sınırlamak Verb
... de dahil olmak, ancak bununla sınırlı olmamak üzere Adverb, Law
… da dahil olmak, ancak bununla sınırlı olmamak üzere Adverb, Law
(Br) zamanaşımı hakkındaki kanun hükümleri Noun
zamanaşımına yeniden başlatmak Verb
zamanaşımı ihtilâfı
işlemekte olan zamanaşımı süresini kesmek Verb
anti balistik füze sistemlerini sınırlandıran anlaşma ve ek protokol