Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
litter
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
çerçöp, döküntü, süprüntü, zibil.
Take your litter home
: Döküntülerini eve götür.
Don't leave
litter: Çöp atma.
Pick up your litter after the picnic.
dağınıklık, düzensizlik, intizamsızlık, karışıklık, keşmekeş(lik).
in a litter
: düzensiz, karkmakarışık.
a litter of books
: karmakarışık kitap yığını.
(kedi/köpek vb.) bir defada doğan yavrular.
a litter of puppies
: bir batında doğan köpek yavruları.
ten little pigs at a litter
: bir batında doğmuş on domuz yavrusu.
be in litter
: (hayvan) doğum halinde olmak.
sedye.
tahtırevan.
(hayvanları yatırmak/bitkileri korumak için serilen) kuru ot/saman.
(ormanda) çürümüş yapraklar, yarı ayrışmış organik maddeler.
mezbeleye/çöplüğe çevirmek.
to litter the room with papers.
döküp saçmak, savurmak, karıştırmak, darmadağınık/karmakarışık etmek, keşmekeşe çevirmek.
He had littered
papers all about the room.
litter up
: (karmakarışık) saç(ıl)mak, yay(ıl)mak, dağıtmak, dağılmak, karmakarışık olmak.
litter
up one's room. The room was littered with papers.
eniklemek, kunnamak, (hayvan) doğurmak, (özellikle bir batında birkaç tane doğurmak).
: (hayvanın altına) yataklık ot sermek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
litter up one's room
odasını dağıtmak
Verb
pick up one's litter after a picnic
bir piknikten sonra atılan çöpleri toplamak
Verb
be in litter
(hayvan) doğum halinde olmak
Verb
cat litter
kedi kumu
Noun
kitty litter
kedi kumu
Noun
runt of the litter
genellikle en son doğan ve diğerlerine göre küçük ve güçsüz olan yavru
Noun, Veterinary Medicine
litter basket
çöp sepeti
litter bin
çöp sepeti
litter down
altına yataklık saman sermek
Verb
litter papers about the floor
kâğıtları yere atmak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.