maddi olanakların elvermiyeceği şekilde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sadece kendisi için yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        topluluk halinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hayali bir dünyada yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hayal dünyasında yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (Br) kendi dairesinde oturmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        aylak ve lüks hayat yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        boş emeller üzerine kurulmuş bir mutluluk içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        möbleli dairede oturmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir evde kira vermeden oturmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çok dağınık bir hayat sürmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        mütevazı kendi halinde küçük bir evde oturmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sakin bir hayat sürmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dar bir çevrede yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        mütevazı hayat sürmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        mütevazi bir hayat yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sersefil hayat sürmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        büyük yoksulluk içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bolluk içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        biriyle barış ve dostluk içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        refah içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hali vakti yerinde olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        büyük yoksulluk içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        konforlu bir hayat sürmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        refah içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Avrupalı gibi yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        korku içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        möbleli dairede oturmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        möbleli dairelerde oturmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        paraları har vurup harman savurarak yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        zamanını boşa harcamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kiralık odalarda oturmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yokluk ve sefalet içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birbiriyle iyi geçinmek, kavgasız yaşamak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        aylak ve lüks hayat yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        rahat huzur içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        emekli hayatı yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tam uyum halinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bolluk içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        zaruret içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kendi başına yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        mahrumiyet içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        refah içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        inziva hayatı yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        inziva hayatı yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        nikâhsız olarak karı-koca hayatı yaşamak. 
 the child of sin: piç, gayrı-meşru çocuk.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        münzevi hayat sürmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tam bolluk içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yakın civarda oturmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        İstanbul'a yakın bir yerde oturmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        geçmişe takılıp kalmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        geçmişteki olayları atlatamamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gününü gün etmek, bu gün yeyip yarını düşünmemek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        göze batmadan yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        devamlı yolculuk etmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Londrada oturmak. 
 do one's shopping in town: Londradan alışveriş yapmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        güç zamanlarda yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        büyük yoksulluk içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        feci sefalet içinde yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Sırça evde oturan taş atmaktan sakınmalıdır: (a) Göreceği karşılıktan incinenler sözlerine/yaptıklarına 
 dikkat etmelidir; (b) Kendinde bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalı, (c) Senin yaptıklarını yapanları kınama.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        barış ve refah içinde yaşamak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Tarımsal hammaddelerin, canlı hayvanların, tekstil hammaddelerinin ve yarı mamul malların satışı ile 
 ilgili aracılar (NACE kodu: 46.11)
                        
Noun, Trades-Professions                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir firmada işletme gücü durumunda olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        zevkü sefa hayatı yaşamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sayfiyede sessiz sakin bir hayat sürmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        
 sleep-in ile ayni anlama gelir. iç-, evde yatıp kalkan. 
 a live-in maid.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        iş yerinde oturmayı gerektiren (görev).
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (evli olmadığı halde) beraber/aynı evde yaşayan. 
 She shared the apartment with her live-in boyfriend.