look for

  1. (a) aramak.
    He is looking for a job. I'm looking for my key. (b)
    k.d. (yanlış davranışı
    ile kötü bir duruma) yol açmak/sebep olmak,
    mec. avuç açmak, kaşınmak.
    You're looking for a fight if you say things like that to me.
    He's looking for trouble: Belasını arıyor. (c)
    esk. ummak, beklemek.
    It's too soon yet to look for results.
yeteneklerine uygun bir iş aramak Verb
bir iş aramak Verb
iş aramak Verb
ayak sürümek Verb
her şeyde bir kötü niyet aramak Verb
her şeyde kötü niyet aramak Verb
bahane aramak Verb
meydan aramak Verb
birini aramak Verb
birini bulmaya çalışmak Verb
birşeyi aramak Verb
bela aramak Verb
aranmak Verb
iş aramak Verb
iş kollamak Verb
birşey bulmaya çalışmak Verb
birşeyi aramak Verb
birşeye bakınmak Verb
kollamak Verb
birini aramak Verb
birine göz kulak olmak Verb
birine bakarak olmak Verb
birini bulmaya çalışmak Verb
birşey aramak Verb
birşey bulmaya çalışmak Verb
dikkat etmek Verb
gözleriyle birini aramak Verb
birşeye bakınmak Verb
birşey bulmaya çalışmak Verb
birşeyi aramak Verb
oldukça yıpranmış görünmek Verb
birinden yardım ummak Verb
birinden birşey beklemek Verb
birinden birşey ummak Verb
onu köşe bucak aramak Verb