make for

  1. (a) -e doğru yürümek/gitmek, yaklaşmak.
    make for home: eve doğru yürümek, evin yolunu tutmak.
    (b) hücum etmek, saldırmak, hamle etmek, ileri atılmak, (c) sağlamak, temin etmek, faydası/yardımı olmak.
    This incident will not make for peace. Careful driving makes for fewer accidents.
birinin lehine çalışmak Verb
(anten) daha iyi almak Verb
eve gitmek Verb
evin yolunu tutmak Verb
birşeyi sağlamak Verb
birşeye yönelmek Verb
birşeyi kolaylaştırmak Verb
birşeye doğru ilerlemek Verb
birşeyi hedeflemek Verb
birşeye yardımcı olmak Verb
garanti etmek Verb
temin etmek Verb
stok yapmak Verb
stok için imalat yapmak Verb
denize açılmak Verb
vergi için karşılık ayırmak Verb
fiyat teklif inde bulunmak Verb
fiyat teklifinde bulunmak Verb
(trene vb) yetişmek için acele etmek Verb
hızla kaçmaya çalışmak Verb
gözcülerin dikkatleri başka yerdeyken birden fırlayıp kaçmak Verb
hapisten kaçmak Verb
hissedarları sermayeyi arttırmak için katkıda bulunmaya çağırmak Verb
hissedarları sermayeyi artırmak için katkıda bulunmaya çağırmak Verb
sermaye artırımı çağrısında bulunmak Verb
kendine meslek edinmek Verb
bir şeyi hesaba geçirmek Verb
soluğu … de almak, -e doğru atılmak/seğirtmek.
kendine ad yapmak Verb
ün kazanmak Verb
şöhret sahibi olmak Verb
adını tanımak Verb
isim yapmak Verb
... olarak adından söz ettirmek Verb
birine emeklilik ayarlamak Verb
af dilemek Verb
af dilekçesi yazmak Verb
birini sıvışmaya zorlamak Verb
elde etmeye çalışmak.
birini tavlamaya çalışmak Verb
bir şeyi elde etmek için her şeyi yapmak Verb
yükü kendi sırtına yüklemek Verb
kaçak eşya araması yapmak Verb
kaçakçılık için arama yapmak Verb
teklif vermek Verb
birini anlamakya çalışmak Verb
göz önünde bulundurmak Verb
nazar-ı itibara almak Verb
hesaba katmak Verb
bir şeyi hesaba katmak Verb
(a) hesaba katmak, gözönünde tutmak.
to make allowances for human error: kişisel hataları hesaba
katmak. (b) bağışlamak, mazur görmek.
birşeye saygı göstermek Verb
birşeyi anlayışla karşılamak Verb
birşeyi hoşgörmek Verb
birşeyin fazla üstünde durmamak Verb
birşeye anlayış göstermek Verb
...'i telafi etmek Verb
...'i onarmak Verb
...'i tazmin etmek Verb
... için özür dilemek Verb
...'i affettirmek Verb
...'i tamir etmek Verb
bir şey için özür dilemek Verb
birşeyi telafi etmek Verb
birşey için kendini affettirmek Verb
birşey için özür dilemek Verb
birinden bir şeyden dolayı özür dilemek Verb
üyelik başvurusunda bulunmak Verb
birinden saat 3 için randevu almak Verb
şartlı tahliye emri çıkarmak Verb
tasfiye emri vermek Verb
tasfiye emir emri vermek Verb
yediemin tayin olunmak için başvuruda bulunmak Verb
tasfiye memuru tayin olunmak için başvuruda bulunmak Verb
kayyum tayin olunmak için başvuruda bulunmak Verb
(Br) hisse taahhüdü için başvuruda bulunmak Verb
hisse taahhüdü için başvuruda bulunmak Verb
(tasfiye memuru/kayyum) mahkemeye talimat için başvurmak
borç ödemek için tahsiste bulunmak Verb
bir suçu bağışlatacak harekette bulunmak Verb
günahının kefaretinıödemek Verb
teklif vermek Verb
meslek edinmek Verb
çoğaltmak Verb
güçlük çıkarmak Verb
biri için araya girip yalvarmak Verb
tatsızlığa/anlaşmazlığa/nahoş olaya yol açmak, rahatını/huzurunu kaçırmak, başını belaya sokmak.
make
a place hot for someone: bir yeri bir kimse için cehenneme çevirmek/zindan etmek/durulamaz hale getirmek.
kötü davranarak veya güçlükler çıkararak birinin tahammülünü yitirip gitmesine neden olmak Verb
.: anasından emdiğini burnundan getirmek.
süründürmek Verb
bu tür vaka için herhangi bir hüküm öngörmemek Verb
bu tür vaka için herhangi bir hüküm öngörmemek Verb
ertesi gün ne yapacağını kararlaştırmak Verb
birini kendine düşman yapmak Verb
birine pasaport düzenlemek Verb
tutuklama emri çıkarmak Verb
parlak bir geleceği olmak Verb
gelecek için plan yapmak Verb
iznini nasıl geçireceğini tasarlamak Verb
yolculuk hazırlığı yapmak Verb
(bilanço) yedek akçe ayırmak Verb
hazırlıklı olmak Verb
...' karşı tedbir almak Verb
bir senedin karşılığını temin etmek Verb
birine emeklilik aylığı bağlamak Verb
vergi karşılığı ayırmak Verb
giyimi için para ayırmak Verb
ailesinin rızkını temin etmek Verb
yaşlılığı için para ayırmak Verb
gelecek için tedarikli olmak Verb
birini bir şeyden sorumlu tutmak Verb
özletmek Verb
ilkelerini savunmak Verb
cezayı suça uygun düşürmek Verb
müşkülat çıkarmak Verb
zora koşmak Verb
kolaylık göstermek Verb
birinin başına iş açmak Verb
birine işleri kolaylaştırmak Verb
anasından emdiğini burnundan getirmek Verb
eve dönmek üzere bir yerden ayrılmak Verb
birini yakından izlemek Verb
susatmak Verb
beklenmeyen konuklar için yatak hazırlamak Verb
birine emeklilik ayarlamak Verb
bahane bulmak Verb
tazmin etmek Verb
ödünlemek Verb
bir zararı telafi etmek Verb
kaybedilen toprakları geri almak Verb
kaybedilen sahayı yeniden ele geçirmek Verb
kaybolan zamanı telafi etmek Verb
zararlarını kapatmak Verb
kayıplarını telafi etmek Verb
bir eksikliği gidermek Verb
itfaiye arabasına yol vermek Verb
kendine şöhret yapmak/ün kazanmak, ün salmak, ad/isim yapmak, tanınmak, meşhur olmak.
göz önünde bulundurulması gereken zarar