makeshift

  1. Adjective derme çatma
  2. eğreti, geçici, muvakkat (tedbir), idarei maslahat, yasak savma.
olanla geçinip gitmek.
taşınmak.
make (a) shift to do sth: bir şeyi yapmanın yolunu bulmak, ne yapıp yapıp yapmak.
make
(a) shift with what one has: mevcutla yetinmek / idare etmek, idarei maslahat etmek.
We had no chairs so we made shift with old boxes: Sandalyemiz yoktu, eski sandıklarla idare ettik.
I shall make shift with half the amount: Yarısı ile yetineceğim/idare edeceğim.
You must make shift with that: Onunla yetinmelisiniz/idare etmelisiniz.
I can make shift without it: Onsuz da idare edebilirim.