men

  1. Noun (bkz: man ) (çoğulu).
Akil İnsanlar Heyeti Proper Name, Politics-Intl. Relations
erkek yurdu Noun, Education-Training
kız yurdu Noun, Education-Training
12 Kızgın Adam Proper Name, Cinema
(a) kızgın gençler: 1950 sonlarından beri İngilterede törelere ve topluma karşı şiddetli hoşnutsuzluk
göstererek isyan eden genç yazarlar grubu, (b) âsi/isyankâr kimse.
insanları iyi tanımak Verb
herkesin ağzında olmak Verb
askeri birlik
çok meşgul kişilerin buluşma noktası Noun
iş âlemi
tüccar
akil insanlar heyeti Noun, Politics-Intl. Relations
akil insanlar heyeti Noun, Politics-Intl. Relations
(US) erat
tam kadro
jüri için uygun kişiler
erkân
insanları çok tanımış olmak Verb
personeli az kalmış
(bir kimsenin belirli bir husustaki irade ve muvafakatini açıkladığı belgelerdeki başlangıç sözleri Noun
(vekâletname , vasiyetname) herkes bilsin ki
emlak sahipleri Noun
muhaliflerin gözünde
kendi çıkarlarını halkın çıkarlarından üstün tutan küçük
işveren ve işçiler
tüccar sınıfı
dokuz yaşlı adam (ABD Yüksek Mahkemesi'nin dokuz yargıcı
subaylar ve erat
pratik kimseler
tarikata bağlı kişiler Noun
insan gücü kaynağı
işveren ve işçiler Noun
kalifiye elemanlar
akil insanlar Noun, Politics-Intl. Relations
akil adamlar Noun, Politics-Intl. Relations
Siyah Giyen Adamlar 3 Proper Name, Cinema
yol göstericiler
önemli mevkideki kişiler
zihin yaşamını yaşayanlar
düşünce adamları Noun
erkek giyim reyonu
erkekler helâsı. Noun
erkekler helâsı. Noun
erkek elbisesi/giysisi. Noun
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Noun, Organizations
sabırsızlıkla beklenen miras
üç kişinin işini yapmak Verb
orduya asker almak Verb
kadın ve erkekler için eşit haklar Noun
kadın-erkek eşitliği Noun, Sociology
bir ülkenin ileri gelenleri Noun
bir memleketin ileri gelenleri Noun
başkalarının işini izlemek Verb
çalışan personelin tümü
işçileri greve gitmeye kışkırtmak Verb
iktidardaki politikacılar
sivil trafik sorumlusu adam
insanların idaresi
şehrin ileri gelenleri Noun
her sınıftan temsilci
başkasının ianesiyle yaşamak Verb
şantiye de çalışanlar
haremlik selamlık olmak Verb
  1. disqualification
  2. Noun, Law inhibition
  3. Noun injunction
  4. interdiction
information of intrusion Noun
to be prohibited Verb
to be forbidden Verb
forbidden
estopped
inhibition Noun, Law
embargo
to forbid Verb
to interdict Verb
to debar Verb
to ban Verb
to prohibit Verb
to fetter Verb
right to forbid
to be prohibited Verb
to be forbidden Verb
to enjoin ... from ...ing Verb
to debar someone from doing sth Verb
to provide against something Verb, Law
declaratory action to establish the non-existence of a right Noun
judgment in restraint
incom m unicado
interdiction of smuggling
debarred from commerce
to condemn a captured vessel Verb
Law on the Prevention and Prosecution of Smuggling Proper Name, Law

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. O kimse ki, kim ki, kim” ... Arapça terkiplerde kullanılan zamir
  2. Ar
  3. İyilik etme, bağışlama, ihsan
  4. Yasaklama, engelleme, önleme
  5. Eski bir ... ölçüsü, batman
  6. bk. –man
  7. Âzerî lehçesinde ve bâzı ağızlarda birinci ... zamiri “ben” yerine kullanılır