merit

  1. Noun fazilet
  2. değer, kıymet, önem.
    There is great merit in dealing fairly with your employees. There is little merit
    in telling us now, it's too late.
  3. meziyet, fazilet, hüner, marifet.
    People of merit. She is a person of some merit. The book's only merit is its sincerity.

  4. merits: liyakat, kabiliyet, yararlık.
    Order of Merit: Liyakat nişanı (İngiliz kralı/kraliçesi
    tarafından verilir).
    to treat someone according to his merits: bir kimseye lâyık olduğu şekilde muamele etmek.
    She was awarded a certificate of merit for her piano playing.
  5. mükâfat.
    make a merit of something: mükâfat beklemek/ummak, meziyet/marifet saymak/addetmek.
    Don't
    make a merit of being punctual, it's only what we expect of you.
  6. hak etmek, lâyık olmak, liyakat kazanmak/kesbetmek.
    merit reward.
  7. değmek, değerinde olmak, müstahak/hakkı olmak.
davanın esası Noun, Law
kadirşinas
sanat değeri
başarı ödülü
övünülecek hiçbir yeteneği olmamak Verb
yararlılık nişanı (mansiyon
bir konu üzerinde değerine göre karar vermek Verb
bir konu üzerinde değerine göre karar vermek Verb
bir iddiayı yersizliği yüzünden reddetmek Verb
kalite faktörü
kalite faktörü
liyakat sıra sına göre
başarı sıra sına göre
buluş becerisi
yatırım kazancı
ABD şeref nişanı: ABD'ye büyük yararlığı dokunan yerli ve yabancı askerlere verilir.
liyakat madalyası.
büyük değerde
gerçek değeri olma
liyakat madalyası Noun
sağlanan mal ve hizmetlerin karşılığının ödenmesi
bozulduktan sonra bir sözleşmenin gerçekleştirilmiş olduğu çapta
liyakat sorunu
seviyeli
bir ödül hak etmek Verb
dikkate değer olmak Verb
üstün başarı ödülü
üzerinde düşünmeye değer olmak Verb
genellikle bir hükümet tarafından iyi ya da kötü gözle bakılan bir mal
(US) liyakat zammı
(US) (araba sigortası) kaza yapmayan arabalar için özel prim koşullu sigorta sistemi
cezayı hak etmek Verb
(sigorta) özel olarak saptanan sigorta primi
(US) liyakat değerlendirme
(US) personel liyakat değerlendirmesi
(US) liyakata dayanan maaş zammı
(devlet memurluğunda) liyakat ve başarıya göre atama ve terfi sistemi. Noun
likidasyon değerlendirmesi liyakat değerlendirmesi
vaktinde randevusuna gelmeyi ilke edinmek Verb
bir şeyi erdem yapmak Verb
başarı değerlendirme sırası
bir başarıdaki büyük payı kendisine ayırmak Verb
üzerinde düşünmeye değer