murder

  1. Noun, Criminal Law kasten adam öldürme
  2. Verb, Criminal Law kasten adam öldürmek
  3. cinayet/katil olayı.
    two murders in one week. There has never been a murder in this town.
  4. baş belası, çok zor/tehlikeli iş, berbat şey.
    That final exam was a murder! The traffic was a murder
    last night. The last part of the climb is murder.
  5. katletmek, (adam) öldürmek, cinayet işlemek, kasten öldürmek.
    Cain murdered his brother. A murdered man.
  6. vahşice öldürmek, (hayvanı) kesmek, boğazlamak, canına kıymak.
  7. bozmak, berbat etmek.
    to murder a tune. She really murders the song.
katliamcı Noun
cani Noun
cinayet işlemek kastıyla tecavüz
cinayete teşebbüs
öldürmeye teşebbüs
cinayete teşebbüs Noun
öldürmeye teşebbüs Noun, Law
cinayetten suçlu bulunmak Verb
avaz avaz, avazı çıktığı kadar.
cry/scream blue murder: avaz avaz ağlamak/bağırmak/protesto etmek.

The child screamed blue murder, but his mother didn't change her mind.
cinayet davası Noun
evlat katilliği
çocuk öldürme
az kaldı katil olmak Verb
cinayet işlemek Verb
bir cinayet işlemek Verb
cinayet dışında her suçu işlemek Verb
adam öldürmek Verb
cinayet işlemek Verb
müessir fiil sonucunda adam öldürme
birini cinayetten mahkûm etmek Verb
ortalığı velveleye vermek Verb
ağır bir suç işlenirken aynı zamanda adam öldürme.
kasten ve taammüden adam öldürme
idamlık adam öldürme fiili
bir kötülüğün/suçun cezasını çekmemek, cezasız sıyrılmak/kurtulmak.
They get away with murder:
İşledikleri suçlar/cinayetler cezasız kalıyor (Ne yapıp yapıp cezasız kurtuluyorlar).
kiralık katil ile işlenen cinayet
kiralık cani ile işlenen cinayet
birini cinayet suçundan tutuklamak Verb
mahkeme kararıyla
ancak haksız yapılan idam
mahkeme kararıyla , ancak haksız yapılan idam
yasal fakat haksız/insafsız idam.
cinayetle suçlamamak Verb
cinayetle suçlanmak Verb
katliam
kitle katliamı
cinayet tasarlamak Verb
cinayetten sanık olarak
cinayet ithamı
siyasi cinayet
tasarlayarak öldürme
önceden tasarlanmış cinayet
taammüden adam öldürme Noun, Criminal Law
kasten öldürme Noun, Law
cinayetin yaygınlığı
bir cinayetin takibi
âyin/dinsel tören esnasında bir insanı (ilâhlara) kurban etme.
ancak taammüden olmayan adam öldürme
birinden cinayetten şüphelenmek Verb
birini cinayetten yargılamak Verb
bir suçluyu cinayetten yargılamak Verb
birini cinayetten yargılamak Verb
faili meçhul cinayet Noun, Law
cinayet sahnesinin manzarası
cinayet aleti
taammüden cinayet
kasıtlı adam öldürme
hırsızlık amacıyla adam öldürme
zehirleyerek adam öldürme
cinayet davası.
murder trial: cinayet davası duruşması.
murder squad: polis cinayet masası (ekibi).
cinayet suçlaması
ölüm cezasını gerektiren adam öldürme
ölüm cezası gerektiren adam öldürme fiili
kasten veya taammüden olmayan cinayet
kasten veya taammüden olmayan adam öldürme
bir tartışma sırasında hiddete kapılıp adam öldürme
cinayet oranı Noun
cinayet zanlısı Noun, Criminal Law
katil zanlısı Noun, Criminal Law
cinayet duruşması
cinayet davası duruşması
cinayet avı
cinayet aleti
cinayet/kabahat/haksızlık ergeç/sonunda meydana çıkar. suç/haksızlık örtbas edilemez.
vatanseverlik bahanesiyle cinayet işlemek Verb
cinayet suçlamasını ağır tecavüz suçuna indirmek Verb
bir cinayeti suçsuz birinin üstüne atmak Verb