mystery

English-Turkish Translation

  1. Noun gizem, sır, gizlilik.
  2. Noun muamma, anlaşılmaz/bilinmez şey.
    There's a mystery surrounding the woman who lives in the castle and
    we may never find the solution.
  3. Noun hikmet.
    the mystery of the migration of the birds.
  4. Noun eski zamanlara ait dinî piyes.
  5. Noun (Doğu kilisesinde) dinî âyin.
  6. Noun (eski dinlerde) gizli âyin.
  7. Noun
    mystery play ile ayni anlama gelir. (Orta Çağda) dinsel dram (çoğunlukla Hz. İsa'nın hayatına,
    ölümüne ve tekrar dirilmesine dair).
  8. Noun (a) ticaret, zenaat, (b) (bkz: guild )
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be in a shroud of mystery
esrara bürünmüş olmak Verb
be veiled in mystery
gizem dolu olmak Verb
be veiled in mystery
sis perdesi arkasında kalmak Verb
be veiled in mystery
gizli kalmak Verb
be wrapped in mystery
esrar içinde olmak Verb
be wrapped up in mystery
esrara bürünmüş olmak Verb
flash a sudden light upon a mystery
bir sırra aniden ışık tutmak Verb
pierce the mystery
esrarı çözmek Verb
remain a mystery
bir sır olarak kalmak Verb
unseal a mystery
bir sırrı ortaya çıkarmak Verb
mystery play
mystery ile ayni anlama gelir. (Orta Çağda) dinsel dram (çoğunlukla Hz. İsa'nın hayatına, ölümüne
ve tekrar dirilmesine dair).
mystery shopping
gizli alışveriş (mağazalardaki perakende satış koşullarının sıradan tüketiciler rolündeki kişiler tarafından incelenmesi
mystery story
: gizem-öykü, polisiye roman.
mystery tour
yolcuların gidilecek yeri önceden bilmedikleri gezi
mystery train
hedefi bilinmeyen bir yere doğru giden tren
English-Turkish phrases from Zargan's own database