narrowly

  1. Adverb ancak, nerdeyse, kıtı kıtına, kıl payı.
    One car went too fast and narrowly missed hitting the other one.
  2. Adverb dar bir şekilde/yerde, dar sınırlar içinde.
    moving narrowly between 2 limits that are close together.
  3. Adverb sıkı sıkıya, şüphe ile, inceden inceye.
    The teacher questioned the boy narrowly about why he was late.
  4. Adverb aşırı derecede.
öleyazmak Verb
ölümden kıl payı kurtulmak Verb
...'i kılpayı kaçırmak Verb
az muamele gören hisse senet dileri Noun
az muamele gören hisse senetleri Noun
az kaldı öldürüyordu