negotiate

English-Turkish Translation

  1. Verb (anlaşmayı) müzakere etmek/görüşmek, pazarlık yapmak, pazarlığa girişmek.
    Arab and Israeli leaders
    met to negotiate a settlement. The government has had to negotiate with the opposition party on/over the new law.
  2. Verb akdetmek, imzalamak, yapmak.
    They finally negotiated a peace treaty.
  3. Verb (çek, bono vb.) ciro etmek, devretmek, aktarmak, satmak.
    to negotiate securities.
  4. Verb başarmak, üstesinden gelmek, müzakereyi anlaşma ile sonuçlandırmak.
    He negotiated an important business
    deal. The trade union negotiated a new contract with the owner.
  5. Verb (engelleri) aşmak, geçmek, başa çıkmak.
    The car negotiated the sharp curve by slowing down.
  6. Verb (çek vb. üzerinde) işlem/muamele yapmak, alıp vermek, bozmak.
    I'm sorry, our bank doesn't negotiate
    foreign cheques: Özür dilerim, bankamız yabancı çekleri bozmuyor.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

negotiation
müzakere Noun, International Law
negotiation of a contract
sözleşme görüşmesi, sözleşmenin müzakeresi Noun, Civil Law
authority to negotiate
alıp satma yetkisi
authority to negotiate
müzakerede bulunma
be duly authorized to negotiate
müzakerede bulunmaya resmen yetkili olmak Verb
power to negotiate
müzakerelerde bulunma yetkisi
power to negotiate
ikna yetkisi Noun
negotiate a bill
tedavüle çıkarmak Verb
negotiate a bill
senedi ciro etmek Verb
negotiate a bill
senedi tedavüle çıkarmak Verb
negotiate a bill of exchange
bir konşimentoyu ciro etmek Verb
negotiate a cheque
bir çeki ciro etmek Verb
negotiate a contract
bir sözleşmeyi müzakere ederek akdetmek Verb
negotiate a corner
(otomobil) köşeyi iyi dönmek Verb
negotiate a curve
(otomobil) dönemeci almak Verb
negotiate a documentary credit
bir akreditif (vesikalı krediyi) akdetmek Verb
negotiate a draft
iskonto etmek Verb
negotiate a draft
kırmak Verb
negotiate a draft
bir senedi ciro etmek Verb
negotiate a fas
bir fiyat üzerinde pazarlık etmek Verb
negotiate a loan
bir istikraz elde etmek Verb
negotiate a loan
kredi için aracılık yapmak Verb
negotiate a loan
bir kredi için aracılık yapmak Verb
negotiate a price
bir fiyat üzerinden pazarlık etmek Verb
negotiate a price
fiyat üzerinde pazarlık etmek Verb
negotiate a sale
bir satış görüşmesi yapmak Verb
negotiate a sale
bir satış anlaşması yapmak Verb
negotiate a transaction
bir alım satımda aracılık etmek Verb
negotiate a treaty
antlaşma müzakereleri yapmak Verb
negotiate back
iade etmek Verb
negotiate back
geri vermek Verb
negotiate by delivery only
formalitesiz elden devir
negotiate en bloc
toplu halde bir ücret üzerinde müzakere etmek Verb
negotiate en bloc
müzakere etmek Verb
negotiate for peace
barış müzakerelerinde bulunmak Verb
negotiate for the purchase of a house
bir evin alımı için pazarlık etmek Verb
negotiate on better terms
müzakerelerde avantajlı durumda olmak Verb
negotiate on the strength of samples
örnekler üzerine müzakere etmek Verb
negotiate sale
satış görüşmesi yapmak Verb
negotiate terms of a peace
barış şartlarını müzakere etmek Verb
negotiate terms of peace
barış şartlarını müzakere etmek Verb
negotiate the novelty
yeniliği kabul etmemek Verb
negotiate with the employees about wage claims
müzakereye girişmek Verb
negotiate with the employees about wage claims
işçilerle ücret talepleri konusunda müzakereye girişmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database