nor

  1. Conjunction olumsuz tümcelerde, özellikle
    neither … nor şeklinde:
    Neither cold nor hot: Ne soğuk, ne
    sıcak.
    They won't wait for you, nor for me, nor for anybody: Ne seni, ne beni, ne de başka birini beklemezler.
  2. Conjunction olumlu bir tümceyi olumsuz bir tümceye bağlar ve “
    and not = ve … gerekmez/gerek yok” anlamı verir:

    They are happy, nor need we worry: Onlar mutlular, endişeye gerek yok.
  3. Conjunction
    than” yerine kullanılır: …'den.
    Did you ever see a poorer place nor this place? Bundan
    daha fakir bir yer gördün mü?
  4. Conjunction eskiden
    neither kulanılmadan “ ne de ” anlamında kullanılırdı:
    He nor I was there: O da, ben de orada değildik.
  5. Conjunction keza eskiden
    neither … nor yerine
    nor … nor şeklinde kullanılırdı:
    Nor he, nor I was
    there: Ne o, ne de ben orada değildik.
kuzey .
nor'east: kuzeydoğu. Prefix
= north(ern).
Norman.
North(ern).
Norway.
Norwegian.
kuzeydoğu. Noun
poyraz (rüzgârı/fırtınası). Noun
(geniş kenarlı/sugeçirmez) gemici şapkası. Noun
karayel: kuzeybatıdan esen rüzgâr. Noun
southwester (3). Noun
northwester Noun
southwester = sou.'wester ile ayni anlama gelir. kemerli yağmurluk.
kuzeybatı+, kuzeybatıda bulunan.
kuzeybatıya yönelik/müteveccih, kuzeybatı yönünde, kuzeybatıya doğru.
kuzeybatıdan/ karayelden/karayel yönünden esen.
ne de parmağı olmak Verb
hiçbir emare/işaret/haber (genellikle olumsuz tümcelerde kullanılır).
I haven't seen hide or hair
of them for 20 years at least.
Hiçbir özelliği yok/Ne olduğu belirsiz.
ne … ne de … .
neither by day nor by night: ne gündüz ne de gece.
neither my family nor I was
there: Ne ailem ne de ben orada değildik.
ne balık ne kuş; hiçbir özelliği yok; ne kokar ne bulaşır; ne idüğü belirsiz.
Neither fish, flesh
nor fowl/good red herring: Hiçbir şeye benzemez/yaramaz.
ne idüğü belirsiz şey
ilgisi/ilişiği/önemi yok, mesele o değil.
What he took is neither here nor there; what we want to
know is what he did with it: Ne aldığının önemi yok, mühim olan mesele onu ne yaptığıdır.
That's neither here nor there: Bunun konu ile ilgisi yok!
hiçbir şey, ne bu ne de o. Ne Şamın şekeri, ne Arabın yüzü.
ne eksik ne fazla Adverb
gayret ve masraftan kaçınmamak Verb
bir şeyde ne çıkarı