notion

  1. Noun mefhum
  2. Noun kavram, mefhum, fikir.
    That's a good notion: İyi bir fikir.
    “What's the time?” “I haven't a
    notion!” “Saat kaç?” “Hiç fikrim yok!”
  3. Noun (a) sanı, zan, inanış tasavvur.
    You have no notion how dull it was: Ne kadar sıkıcı olduğunu tasavvur
    edemezsin. (b) görüş, mütalea.
  4. Noun (a) (müphem/üstünkörü) bilgi/anlayış, seziş.
    I have a notion he is going to resign: İstifa edeceğini
    seziyorum.
    He has no notion of what I mean: Ne demek istediğimi zerre kadar anlamıyor. (b) gelip geçici arzu.
    She had a notion to visit her grandmother.
  5. Noun düzen, tertibat, ustalıkla yapılmış cihaz.
  6. Noun meyil, niyet, temayül.
    He has no notion of risking his money.
bir fikri çürütmek Verb
aklına esmek Verb
peşin hüküm
ön anlayış Noun
birine bir fikri benimsetmek Verb
bir fikri benimsemek Verb
acayip kavram
ihbar ve protesto
senedin ilk kez ödenmediği bir iş günü içinde'şerh'verme işlemi tamamlanmalıdır
senet yeniden ikinci kez kabul edilmediğinde
bir kambiyo senedinin ödenmemesi durumunda ilk iki aşama
noter iade edilerek protesto edilir
noter senedinin geçerliliği için gerekmese de varlığına tanık olduğuna'şerh'verir
bir şeyi iyi kavramak Verb