Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
oar
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun, Maritime Traffic
kürek
Noun
kürek, kayık küreği.
muffled oars
: gıcırtısız kürekler, gıcırdamasın diye ıskarmoz yatağına bez sarılmış kürekler.
Noun
kürekçi.
He's the best oar in our crew.
Noun
kürek şeklinde olan/kürek vazifesi gören şey, bazı kurtların küreğe benzer uzantıları.
Noun
kürek çekmek, kürek çekerek ilerlemek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
put one's oar in
burnunu sokmak
Verb
put one's oar in
istenilmediği yerde işe karışmak
Verb
put/push/shove/stick one's oar in
(başkasının işine) burnunu sokmak, (istenilmeden) işe karışmak, yersiz müdahalede bulunmak.
He always
puts his oar in my business.
rest on one's oar
işin sonucundan memnun olarak işten çekilmek
Verb
rest on one's oar
dinlenmek
Verb
rest on one's oar
işleri yavaşlatmak
Verb
bow oar
bow
ile ayni anlama gelir. pruva kürekçisi, pruvacı.
bow oar
pruva kürekçisi.
Noun
He pulls a good oar
(a) İyi kürek çeker, (b) görevini iyi/hakkıyla yapar.
pair oar
çift kürekli yarış kayığı.
pair-aored
: çift kürekli.
Noun
pull a good oar
iyi kürek çekmek
Verb
pull a lone oar
kendi başına gitmek
Verb
pull the labouring oar
zor altında çalışmak
Verb
have an oar in every man's boat
her şeye karışmak
Verb
shove an oar in
burnunu sokmak
Verb
shove an oar in
müdahale etmek
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.