Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
of necessity
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
(a) çaresiz, ister istemez, mecburen, zarurî olarak, kaçınılmaz bir şekilde, bizzarure.
It is of necessity
so: İster istemez bu böyledir.
This discussion must of necessity be postponed for a while.
(b) kaçınılmaz/zarurî sonucu olarak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
agent of necessity
zaruri vekil
agent of necessity
kanuni temsilci
agent of necessity
gemi kaptanının seferin devamını sağlamak için öteberi satın alması
agent of necessity
(kocası tarafından terk edilen kadının çocuklarının geçimini sağlamak için ihtiyaç maddeleri satın alması
gibi hallerde zaruri vekilin işlerini asili
articles of necessity
gerekli şeyler
Noun
be under the pinch of necessity
zaruret içinde olmak
Verb
case of necessity
ıstırar hali
certificate of necessity
ihtiyaç belgesi
certificate of necessity
(US) ihtiyaç belgesi
do something out of necessity
bir şeyi zor durumda kaldığında yapmak
Verb
fiscal of necessity
bazı vergileri ödemekten kaçınmak
Verb
fiscal of necessity
vs nedenlerden ötürü bir geminin yabancı bir bayrak altında tescilli olması ve sefere çıkması
fiscal of necessity
katı kurallar
in case of necessity
gerektiğinde
make a virtue of necessity
(a) mihneti kendine zevk etmek, mecbur olduğu işi isteyerek yapıyor görünmek, (b) nahoş fakat kaçınılmaz
bir işten iyi sonuç almaya çalışmak.
Since we have to stay here for a long time, let's make a virtue of necessity and visit historical places.
marriage of necessity
yıldırım nikâhı
out of necessity
mecburen
plea of necessity
metazori
plea of necessity
meşru müdafaa defisi
port of necessity
barınacak liman
pressure of necessity
ihtiyacın sıkıştırması
urge a plea of necessity
meşru müdafaa defisinde bulunmak
Verb
virtue made of necessity
zorunluk gereği erdem
way of necessity
karayolu ile teması olmayan ve hiçbir geçidi de bulunmayan bir gayri menkulde karayoluna geçmek için
aradaki diğer bir gayri menkul içerisinden geçmes
article of prime necessity
elzem eşya
articles of first necessity
elzem maddeler
Noun
be under the necessity of doing sth
bir şeyi yapmak zorunda olmak
Verb
case of absolute necessity
mücbir sebep
case of absolute necessity
mutlak ihtiyaç davası
Noun
certificate of public convenience and necessity
kamu makamlarınca bir özel işletmeye verilen ve bu işletmenin kamu yararına çalıştığını doğrulayan belge
feel the necessity of
gereksemek
Verb
feel the necessity of
gereksinmek
Verb
necessity is the mother of invention
ihtiyaç buluşlara yol açar
obviate the necessity of …
…e gerek bırakmamak
Verb
urge the necessity of a case
bir davanın gerekliliği üzerinde durmak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.