of the world

  1. tecrübeli/güngörmüş kadın.
çok ağır sorumluluk taşımak, ağır sorumluluk altında olmak.
dünyanın dört bir yanı Noun
mutlu olmak, dünyalar kendisinin olmak, sevinçten uçmak.
dünya vatandaşı
Ahir zaman Proper Name, Religion-Faith
kendini çok iyi hissetmek Verb
dünyanın dört bir bucağı
dünyayı tanımamak Verb
dünyanın gözünde
Dünya Sanayi İşçileri Birliği: Şikagoda 1905'te kurulup 1920'de dağılan milletlerarası sendika
inzivaya çekilmek Verb
inzivada yaşamak Verb
dünyanın en yalnız işi (ABD Başkanlığı'nın çok ağır sorumluluklarının vurgulanması
dünya adamı, ehlidil, dünya halini bilir/halden anlar adam. Noun
dünya haritası Noun
dünyanın yedi hârikasından biri.
fevkalâde, eşsiz, harikulâde, şahane.
She bakes an apple pie that is out of this world.
dünyanın jandarması (Amerika'nın Komünist olmayan sınırlarda bekçilik sorumluluğunu üstüne almasına saldırı deyimi
Fahr-i Alem Proper Name, Religion-Faith
Dünyanın Yedi Harikası: Mısırdaki ehramlar, Halikarnas (Bodrum)daki Artemis türbesi, Efeste Artemis mabedi,
Babilin asma bahçeleri, Rodostaki bakır heykel, Olimpteki Zeüs heykeli ve İskenderiyedeki deniz feneri.
dünyanın durumu
dünya hali, dünyanın gidişi.
kıyamete kadar
dünya hali
görmüş geçirmiş kadın
dünya piyasasına hâkim olma
finans dünyasının merkezi
sanat dünyasında etkili kişiler Noun
sanat dünyasında etkili olan şahıslar Noun
Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu Noun, Cinema
hayvanlar alemi
edebiyat âlemi/dünyası.
çok değer vermek, çok sevmek.
birini son derece beğenmek, takdir etmek, sevmek.
He may get angry sometimes, but he really thinks the world of you.