olan

Turkish-English Translation

  1. which
  2. of … occurrence
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Bir ücret veya sözleşme temeline dayalı olan gayrimenkul faaliyetleri (NACE kodu: 68.3)
Real estate activities on a fee or contract basis (NACE code: L68.3) Noun, Trades-Professions
deşifre olmamış
uncompromised Adjective
Fikri mülkiyet haklarının ve benzer ürünlerin leasingi (Telif hakkı alınmış olan çalışmalar hariç) (NACE kodu: 77.4)
Leasing of intellectual property and similar products, except copyrighted works (NACE code: N77.4) Noun, Trades-Professions
Fikri mülkiyet haklarının ve benzer ürünlerin leasingi (Telif hakkı alınmış olan çalışmalar hariç) (NACE kodu: 77.40)
Leasing of intellectual property and similar products, except copyrighted works (NACE code: N77.4.0) Noun, Trades-Professions
İkamet amaçlı olan veya ikamet amaçlı olmayan binaların inşaatı (NACE kodu: 41.2)
Construction of residential and non-residential buildings (NACE code: F41.2) Noun, Trades-Professions
İkamet amaçlı olan veya ikamet amaçlı olmayan binaların inşaatı (NACE kodu: 41.20)
Construction of residential and non-residential buildings (NACE code: F41.2.0) Noun, Trades-Professions
klinik depresyonda
clinically depressed Adjective, Psychiatry
majör depresyon geçiren
clinically depressed Adjective, Psychiatry
tıbben gerekli (olan)
medically necessary Adjective, Medicine
tıbbi açıdan gerekli (olan)
medically necessary Adjective, Medicine
tıbbi olarak gerekli (olan)
medically necessary Adjective, Medicine
uykuya yardımcı şey
sleep aid Noun, Medicine
uykuya yardımcı şey
sleeping aid Noun, Medicine
(sanayi) mevsime göre olan
seasonal nature
ait olan
appertaining
alacak olan
getter
aleyhine olan
disadvantageous
anında olan
instantaneous Adjective
anlayışlı olan
sentient
aracı olan
instrumental
arazisi olan
propertied
askıda olan
pendent
aslında olan
implicit
aslında olan
intrinsic
aynı anda vaki olan
concurrent
baba tarafından olan
paternal
bağlı olan
committed
bankerin olan
banker's
başarması zor olan
herculean
başbelası olan
plaguy
başlangıç olan
preliminary
batıl inancı olan
superstitious Adjective
belirli bir tarzı olan
mannered
bilgiç olan
sophisticated
bilgisi olan
conusant
bilinçli olan
sentient
birden çok karısı olan
polygamus
birdenbire olan
abrupt
borçlu olan
owing
buluşları olan
inventive
büyük yetkisi olan
of great authority
cehalet içinde olan
dark
ciddi sonuçları olan
of heavy consequences
çift olan
conjugate
çıkarı olan
in interest
çoğunluğu olan
majority holder
cüce olan
dwarf
danışman olan
consulting
demek olan
implied
derhal olan
immediate
derinde olan
deep set
deşifre olan
compromised Adjective
devamı olan
serial
doğru olan
the right call Noun
doğru olan
the right thing Noun
doğuda olan
east
doğuştan olan
unconditioned
doğuştan olan
connate
dolayısıyla olan
indirect
duyuları olan
sensate Adjective
eğrileri olan
curvilinear
eksik olan
wantage
engel olan
impedient Adjective
esrarlı olan
cloak and dagger
etkinliği olan
effectual demand
eyaletlerarasında olan
interstate
farkında olan
cognizant
farkında olan
conscious Adjective
geçerli olan
effective Information Technology
gelecekte olan
prospective
gelişmekte olan
blooming
gelişmekte olan
ongoing
genel önemi olan
of general import
gitmekte olan
bound
görünüşte olan
apparent
gözeneği olan
porous Adjective
haczi caiz olan
attachable
hapiste olan
imprisoned
hemen olan
prompt
hırsızlığı huy edinmiş olan
thieving
içinde çok yağ olan
fatty
içinde parçaları olan
chunky
iki sonucu olan
two edged
ilave olan
supplemental
ilişkisi olan
analogical
ilkbaharda olan
vernal
işsizlik çekmekte olan
unemployment burdened
istikbalde olan
future
kehaneti olan
prophetic
kenarda olan
marginal
kendiliğinden olan
spontaneous Adjective
kendiliğinden olan
unstudied
kendine hâkim olan
self-contained
kesin olan
firm bid
kibar kimselerce revaçta olan
fashionable
kokuşmakta olan
putrescent
komünist olan
red
küçük olan
under age
kurban niteliğinde olan
sacrificial
kuvvetli olan
potential
likiditesi olan
cod- rich
malik olan
possessive
mâni olan
impeding
merakı olan
curious Adjective
merkezden en uzakta olan
outermost
mevki kapma peşinde olan
pie hunter
moda olan
groovy
nadim olan
rueful
neden olan
causative
neticesi olan
consequent
normalden az ağırlığı olan
underweight
okunaksız olan
crabbed
önceliği olan
overriding
önemi az olan
peripheral
önemi daha az olan
collateral
ortada olan
medial
oyun niteliğinde olan
sportive
özelliği olan
individual
özürlü olan
defective
patenti olan
patent
pazarlama bilinci olan
marketing-oriented
polisçe aranmakta olan
hot
popüler olan
all the go
rakip olan
competitive
resmen takibi mucip olan
indictable
revaçta olan
popular
sahibi olan
proprietary Adjective, Law
şans eseri olan
fortuitous Adjective
sebep olan
initiative
sonu olan
finite
sonucu olan
consequent
soyut olan
abstract
sürümü olan
merchantable
tedavisi olan
treatable Adjective, Medicine
tetikte olan
argus eyed
tetikte olan
vigilant
üstünlüğü olan
favoured
üstünlüğü olan
overriding
var olan
existent
var olan
existential
vasi olan
tutelary
vasıta olan
intermediary
vatana dönmekte olan
homebound
vedia olan
bailee
vereme neden olan
tubercular
yakında olacak olan
upcoming
yan yana olan
contiguous Adjective
yasak olan
touch- me-not
yerinde olan
the ticket
yerinde olan
happy
yerinde olan
timely
yüz yıl yaşamış olan
centenarian
yüzmekte olan
water- borne
zehiri olan
poisonous Adjective
olan demiryolu
narrow- gauge
Akrep burcundan olan kimse
scorpio
ayni sonuçları olan sözleşmeler
covenants held to touch and concern the land Noun
birinci sırada olan şey
primary
biriyle olan bağlantılarını korumak
to keep one's ties with sb Verb
bol çeşidi olan stok
well-assorted stock (stock selected)
bol çeşidi olan stok
well-assorted stock
çekilince yatak olan kanepe
divan bed
daimi vekâletnamesi olan avukat
general counsel
devlete olan borçlar
crown debts Noun
doğru olan şey olmak
to be the ticket Verb
durma yasağı olan alan
no-stopping zone
geçmişi olan kadın
woman with a history
gelişmekte olan ülkeler
developing countries Noun
gerekli olan nakit
necessary cash
görünüşte var olan yetki
ostensible authority
gözaltında olan hafif suçlu
probationer
hâkim olan piyasa fiyatı
marketable prices
hasıl olan hasar
resulting damage
hastalık kuruntusu olan kişi
hypochondriac
henüz gelişmekte olan sanayi
embryo industry
işlenmekte olan suç
crime in progress Noun, Law
ispat kabiliyeti olan delil
best evidence
istikrarlı olan ülke
hard currency- country
kâr payı olan şahıs
dividend receiver
karşılığı olan para
(US) covered money
kazanma şansı olan aday
available candidate
makable şamil olan kanun
ex-post-facto law
muhtaç durumda olan bölge
depressed area
ölüme neden olan şey
death
şansa bağlı olan şey
stake
sıfıra eşit olan kesir
vanishing fraction
sırada önce olan ipotek
senior mortgage
skandala neden olan beyanat
scandalous statement
soğuk olan şey
marble
sürümü olan mal
fast selling item
tahakkuk etmekte olan faiz
accruing interest
talip olan kimse
postulant
tanınmış olan hesap bakiyesi
settled account
tehlike içinde olan gemi
ship in distress
uçma ruhsatı olan pilot
licenced licensed pilot
uluslararası standartta olan altın
gold international standard
var olan şey
existing
zarara neden olan faktör
loss- producing factor
Turkish-English phrases from Zargan's own database