one-time

  1. eski, evvelki, sabık.
    His one-time = onetime partner.
  2. eskiden, vaktiyle.
eski, evvelki, sabık.
His one-time = onetime partner.
eskiden, vaktiyle.
bir kez yayımlanan siyah-beyaz reklam ücreti
bir kerelik müşteri
(reklam) indirimsiz bir kez yayımlanma ücreti
sadece bir kez çıkan ilan ücreti
bir zamanki başkan adayı