onun

Turkish-English Translation

  1. its
  2. thereof
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(dişi) onun
her
(erkek) onun
his
ki onun
whose
öncelik onun
(car) it's his right-of-way
onun adına hareket ediyor
he is acting on his behalf
onun adına üzüldüm
I am sorry on his behalf
onun altına
thereunder
onun altında
thereunder
onun arkasındaki koltuğun önü arasındaki mesafe
pitch
onun bitirilmesi için tanınan zaman kadar uzar
parkinson's law
onun bunun çocuğu
base born
onun bunun çocuğu
son of a bitch (S.O.B.) Exclamation
onun bunun dediğiyle hareket etmek
to governed by what people say Verb
onun çıkarı için
on his account
onun çıkarlarını temsil eden kişi
next friend
onun doğal ve zorunlu sonucu olmayan zararlar
special damages Noun
onun gibisi çok
he is one among many
onun gibisini görmedim
I never saw the likes of it
onun güldüğünü hiç görmedim
I have never known him to smile
onun hissesini yüze satın aldık
we bought him put for one hundred
onun için
therefore
onun için endişe ediyorum
I am concerned about him
onun için kötüye delalet
it bodes ill for him
onun iyiliği için
on his account
onun kadar sarhoş
as drunk as he
onun kârı
his assets
onun kazancı
his assets
onun menfaati
his assets
onun müdahalesi sayesinde
thanks to his intervention
onun namına utanıyorum
I blush for him
onun parası var
he's lousy with money
onun üyesi olması
affiliate
onun üzerine
thereon
onun üzerine
thereupon
onun yerinde
in his stead
onun yerine geçen kimse
assign
onun zamanında
in its time
(bir borç ya da onun faizini) ödemeyi ertelemek
to reschedule Verb
başka aktörün yerini alabilmek için onun rolünü ezberlemek
to understudy Verb
bir acente kendisine yetki veren kişi adına ve onun için üçüncü bir şahısla sözleşme yaptığında
breach of warranty of authority
birinin ölümü üzerine onun terekesine vâris olma
hereditary succession
biriyle işbirliği ederek bir işin onun eline geçmesine yardım etmek
to play into one another's hand Verb
bu onun başına belaya sokmak acak
that will run him to trouble
bu onun sonu olacak
it will be the death of him
devlete veya onun dairelerine ait olan paralar
public funds Noun
hastalığı onun işinden altı hafta alıkoydu
his illness put him out of action for six weeks
işte onun gibi bir şey
whatnot
kimin olacaksa onun hesabına
account to whom it may concern
maaş artışını yüzde onun altında tutmak
to keep pay settlement down to within the 10 % margin Verb
mal sahibi veya onun emrindeki bir kişinin
constructive eviction
reklamın ya da onun öğelerinin etkinliğinin ölçümü
copy testing
yerel yönetime ait olan ve onun tarafından işletilen işletme
municipal enterprise
Turkish-English phrases from Zargan's own database