orders

English-Turkish Translation

  1. (a) papazlık rütbesi.
    holy orders: papazlar sınıfı. (b) papaz atama/kutsama töreni/âyini.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

act in compliance with one's orders
emirlere göre hareket etmek Verb
at one's orders
emriyle
be wearing all one's orders
bütün nişanlarını takmış olmak Verb
a superior authorized to issue payment orders
ita amiri
act in defiance of orders
emirlere karşı gelmek Verb
act in the face of direct orders
kesin verilen emirlere aykırı hareket etmek Verb
against to orders
emirlere aykırı olarak
await orders
emir beklemek Verb
be behind on orders
siparişi karşılamakta gecikmek Verb
be behind on orders
siparişleri karşılamakta gecikmek Verb
be in holy orders
rahip olmak Verb
be under marching orders
yürüyüş emri almış olmak Verb
be under sailing orders
sefer çıkış emir emri almış olmak Verb
be under sailing orders
(deniz) sefere çıkış emri almış olmak Verb
big orders
büyük siparişler Noun
bunch of orders
bir grup emir
by my orders
emirlerim üzerine
by orders
emir üzerine
call for orders
sipariş kabul etme çağrısında bulunmak Verb
canvass orders
ev ev dolaşıp sipariş toplamak Verb
collect orders
sipariş toplamak Verb
combat orders
muharebe emirleri Noun
conform with orders
emirlere uymak Verb
continental orders
(Br) Avrupa'dan gelen siparişler Noun
contrary to orders
emirlere aykırı olarak
cutback in orders
siparişlerde kısıntı
debts owned under court orders
mahkeme kararı tahtında borçlu bulunulan borçlar Noun
decline in orders
siparişlerde düşüş
departure from orders
emirlerin dışına çıkma
deviate from orders
emirlere karşı gelmek Verb
disobedience to orders
emre itaatsizlik Noun, Military
downtrend in new orders
yeni siparişlerde azalma
fail to comply with the court's orders
mahkemenin talimatına uymamak Verb
failure to obey orders
emre itaatsizlik Noun, Military
falling off of orders
siparişlerde azalma
filled orders
yerine getirilmiş siparişler Noun
filled orders
yerine getirilen siparişler Noun
flow of incoming orders
sipariş akışı
flush of orders
sipariş yağmuru
follow up orders
takip emri
further orders
yeni siparişler Noun
further orders
yeni emirler Noun
future orders
gelecek teki talimat
future orders
gelecekteki siparişler Noun
future orders
gelecekteki talimat
general orders
genel emirler, bütün orduyu kapsayan emirler. Noun
general orders
ordu iç hizmetler yönetmeliği, nöbet yönetmeliği. special order Noun
get your marching orders
kapı dışarı edilmek Verb
get your marching orders
kovulmak Verb
get your marching orders
yol verilmesi Verb
give orders
emir vermek Verb
give someone his marching orders
birinin işine son vermek Verb
give someone his marching orders
birine güle güle demek Verb
go flat against sb's orders
birinin emirlerine karşı gelmek Verb
handle orders
siparişleri karşılamak Verb
handling of customers orders
müşteri siparişlerinin işlemini yapma
heavy orders
büyük siparişler Noun
higher orders
yüksek mertebeler Noun
holy orders
papazlık
holy orders
rahiplik
home- market orders
yerli piyasa siparişleri Noun
I am at your orders
emrinize amadeyim
in conformity with your orders
talimatınız üzerine
in obedience to your orders
talimatınız üzerine
in the face of direct orders
sarih emirlere rağmen
incoming orders
gelen siparişler Noun
judge's orders
hâkimin talimatı
jump in orders
siparişlerde ani artış
keep pace with the rush of orders
akan siparişlere ayak uydurabilmek Verb
lag behind orders
siparişleri karşılamada geri kalmak Verb
lag in orders
siparişlerde gecikme
low orders
aşağı sınıflar Noun
lower orders
aşağı mertebeler Noun
march orders
yürüyüş emri
marching orders
yürüyüş/hareket emri.
matched orders
aynı değerli kâğıtların borsada aynı zamanda alınıp satılması emri
meet all orders
bütün siparişleri karşılamak Verb
mushroom production orders
üretim siparişlerini harekete geçirmek Verb
new orders
yeni talimat
no orders
(Br) bankanın emtiayı kabul eden taraftan ödeme için bir talimatı ya da ödeme emri olmadığı için kambiyo
senedini ödemeden iade ettiği hallerde ikamet
notification orders
bildirme talimatı
obey orders
emir dinlemek Verb
obey orders
emre itaat etmek Verb, Military
offshore orders
(US) memleket dışı siparişler Noun
offshore orders
ülke dışı siparişler Noun
off-the-shelf orders
hemen teslim siparişler Noun
outstanding orders
bekleyen siparişler Noun
overwhelmed with orders
siparişlerin altında ezilmiş
overwhelmed with orders
sipariş yağmuruna tutulmak Verb
owing to lack of orders
talimat bulunmadığı için
payment orders
ödeme emirleri Noun
pick up in orders
sipariş artışı
place oneself under sb's orders
birinin emrine girmek Verb
predate orders
siparişleri öne almak Verb
process orders
emir çıkarmak Verb
release orders
tahliye müzekkereleri Noun, Law
renewal of orders
siparişlerin yenilenmesi
reserve orders
alıkoyulan siparişler Noun
rush in with new orders
acele yeni siparişlerde bulunmak Verb
rush of orders
sipariş aceleliği
sailing orders
seyir emirleri Noun
sea orders
deniz yolculuğu talimatı
sealed orders
mühürlü emir: denize açıldıktan sonra açılmak üzere kaptana mühürlü zarf içinde verilen emir. Noun
send for orders
sipariş almak Verb
shift orders
emirleri değiştirmek Verb
slowdown in orders
siparişlerde azalma
solicit orders
sipariş beklemek Verb
spate of orders
sipariş yağmuru
stagnation of orders
siparişlerde azalma
standing orders
resmi kurallar Noun
standing orders
(parlamento , Br) içtüzük
strike orders
grev emri
supporting orders
destekleyici siparişler Noun
surge in orders
siparişlerde artış
suspension of standing orders
içtüzüğün yürürlükten kaldırılması
take holy orders
rahip olmak Verb
undertake orders
sipariş üstlenmek Verb
unfilled orders
karşılanmamış siparişler Noun
until further orders
yeni bir talimata kadar
walking orders
(askerlik) yürüyüş düzeni
orders completed and still in work
bir kısmı karşılanmış bir kısmı henüz karşılanmamış siparişler Noun
orders for the building industry
inşaat sanayiine rağbet
orders in hand
eldeki siparişler (işleme tabi tutulmuş siparişler Noun
orders of magnitude faster
kat be kat hızlı Adjective
orders of magnitude faster
kat kat daha hızlı Adjective
orders on hand
eldeki siparişler Noun
orders on the book
deftere kaydedilen siparişler Noun
orders payable at foreign banks
yabancı bankalara ödenebilir havaleler Noun
orders payable at foreign banksÈ
yabancı bankalara ödenebilir havaleler Noun
orders placed by letter
mektupla verilen siparişler Noun
orders placed by telephone
telefonla verilen siparişler Noun
orders to come
beklenilen siparişler Noun
countermanding of orders given
verilen emirleri geri alma
decrease by three orders of magnitude
binde birine düşmek Verb, Mathematics
decrease by two orders of magnitude
yüzde birine düşmek Verb, Mathematics
farm out orders for many products
birçok ürün için sipariş vermek Verb
give orders for the work to be started
işin başlaması için emir emr vermek Verb
give orders for the work to be started
işin başlaması için emir vermek Verb
give orders over sb's head
birine sormadan emirler vermek Verb
give orders to
direktif vermek Verb
increase by three orders of magnitude
bin kat artmak Verb, Mathematics
increase by two orders of magnitude
yüz kat artmak Verb, Mathematics
index of orders booked
sipariş listesi
lost orders report
sipariş alınmamasının ya da siparişin yenilenmemesinin nedenlerini açıklayan raporlar Noun
lost orders report
kaçırılan sipariş raporları Noun
new orders received
yeni alınan siparişler Noun
standing orders committee
içtüzük kurulu
take orders for future delivery
ilerideki bir tarihte teslim etmek üzere sipariş almak Verb
take orders for future delivery
ileride bir tarihte teslim etmek üzere sipariş almak Verb
take orders from
direktif almak Verb
take orders only from one person
sadece bir kimseden emir emr almak Verb
take orders only from sb
sadece bir kimseden emir almak Verb
unfilled orders book
karşılanmamış siparişler defteri
upon orders from above approximate-limit order
yukarıdan gelen emir emr üzerine yakın emir emr
Checks Given and Payment Orders (-)
Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri (-) Accounting
English-Turkish phrases from Zargan's own database