otel

Turkish-English Translation

  1. inn
  2. civil rights acts
  3. hotel
  4. concept facility
  5. auberge
  6. albergo
  7. front- office
  8. common inn
  9. public house
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

deniz kıyısı oteli
seaside resort
gar oteli
station hotel
istasyon oteli
station hotel
turist oteli
traveller's hotel
yüksek orta sınıf oteli
upper-bracket hotel
Almanya'da han ya da küçük otel
gasthaus (Alm.)
apart otel
apart hotel
apart otel
apartment hotel
beş yıldızlı otel
five star hotel
bir konuğun bir otel
guest- night
bir otel
check out
birinci sınıf otel
first class hotel
birincisınıf otel
first class hotel
butik otel
boutique hotel Noun
büyük otel
large hotel
çocuklu ailelere özel servisleri olan düşük ücretli otel
family hotel
çok lüks otel
exclusive hotel
en lüks otel
tiptop hotel
geçit yolu üzerinde daha sık işadamlarının kaldığı otel
commercial hotel
gökdelen otel
high-rise hotel
gökdelen otel
high- rise hotel
görkemli otel
swell hotel
her müşteriyi kabul etmek zorunda olmayan otel
private hotel
içki bulundurmayan otel
temperance hotel
iki şehir arasındaki otel
halfway house
ikinci otel
second-class hotel
ikinci sınıf otel
second- class hotel
ikinci sınıf otel
second-class hotel
işadamlarının kaldığı otel
commercial hotel
kibarların kaldığı otel
swell hotel
kır yolu üzerindeki otel
wayside inn
kısa süre kalacakların uğradığı otel
transit hotel
küçük otel
house of accommodation
lüks otel
quality hotel
lüks otel
de-luxe hotel
lüks otel
luxurious hotel
lüks otel
fashionable hotel
lüks otel
high- class hotel
lüks otel
exclusive hotel
lüks otel
luxury hotel
lüks otel
palace hotel
lüks otel
plushery
normal koşullarda müşterilerinin doğrudan karşılaştığı otel
front of the house
odalarında banyo olmayan ve sınırlı hizmet veren otel
economy hotel
orta fiyatlı otel
medium-priced hotel
özel otel
private hotel
şehrin merkezindeki otel
downtown hotel
şehrin merkezindeki otel
(US) downtown hotel
yol üzerindeki otel
roadside inn
yüksek sınıf otel
high-class hotel
yüzer otel
floating hotel
Otel 60 kişilik
The hotel can accommodate sixty people.
otel arsası
hotel site
otel ayarlamak
to book into a hotel Verb
otel barı
hotel bar
otel bekleme salonu
hotel lounge
otel belgesi
hotel voucher
otel binası
hotel building Noun
otel büyüklüğü
hotel size
otel danışma bürosu
hotel broker Noun
otel de bir oda ayırtmak
to secure a room in a hotel Verb
otel de bir oda rezervasyonunu iptal etmek
to cancel a room at a hotel Verb
otel de kalma
hotel accomodation
otel de oda ayırtmak
to book a hotel room Verb
otel defterine yazılmak
to register at a hotel Verb
otel defterine yazılmak
to set oneself down in a hotel register Verb
otel deki kiralık oda sayısı
hotel capacity
otel dolu
the hotel is booked up
otel endüstrisiyle eş anlamlı konaklama endüstrisi
lodging industry
otel eylül'e kadar dolu
the hotel is booked up until September
otel faturası
hotel bill
otel faturasına damga basmak
to receipt a hotel bill Verb
otel garsonu
page
otel hammalı
hotel porter
otel hizmetçileri
hotel servants Noun
otel işçisi
hotel worker
otel işletmek
to keep an inn Verb
otel işletmesi
hotel operation
otel kapasitesi
hotel capacity
otel kapıcısı
desk clerk
otel kapıcısı
lodge porter
otel kapıcısı
hotel porter
otel kapıcısı
hall porter
otel kapıcısı
lodgeman
otel kapıcısı
hotel concierge
otel kasası
hotel safe deposit
otel kayıt defteri
hotel register
otel kuralları
guest regulations Noun
otel lobisi
hotel lobby
otel lobisi
lobby of a hotel
otel makbuzu
hotel voucher
otel masrafları
hotel charges Noun
otel masrafları
hotel expenses Noun
otel mefruşatı
terms for a hotel
otel memuru
hotel employee
otel müdüriyeti
hotel management
otel müdürü
hotel manager
otel müdürü
manager of a hotel
otel müdürü
manager of hotel
otel müşteri defteri
book of arrivals
otel nizamnamesi
hotel regulations
otel odalarında ve lokantalarda masa üstlerine konan basılı
table tent
otel odası
hotel bedroom Noun
otel odası
accomodation Noun
otel odası
hotel room Noun
otel odası
hotel accomodation Noun
otel odası ayırtmak
(Br) to book a hotel Verb
otel odası ayırtmak
to book a hotel Verb
otel odasına ilave yatak
hotel bedroom surplus
otel odasını düzelten
chambermaid
otel odasını modernleştirmek
to update a hotel room Verb
otel olarak kullanmak üzere restore edilmiş şato
parador
otel otobüsü
hotel bus
otel otobüsü otel personeli
hotel bus hotel staff
otel personeli
hotel servants
otel personeli
hotel staff
otel rehberi
directory of hotels
otel rehberi
hotel guide
otel resepsiyon memuru
hotel clerk
otel rezervasyonu
hotel booking
otel rezervasyonu
hotel reservation
otel sahibi
hotelkeeper
otel sahibi
proprietor of a hotel
otel sahibi
hotel proprietor
otel sahibinin sorumluluğu
liability of innkeeper
otel sınıflandırmaları
hotel classification Noun
otel şubesi
hotel subsidiary Noun
otel suiti
hotel suite
otel süiti
hotel suite
otel tarifesi
tariff at a hotel
otel teçhizatı
terms for a hotel
otel telefon rehberi
hotel directory
otel temsilcisi
hotel representative
otel ünitesi
hotel unit
otel ve yiyecek içecek kısmı personeli
hotel and catering employee employes
otel ve yiyecek içecek memurları
hotel and catering employees Noun
otel veya pansiyon müşterisi
guest
otel ya da motel odasının terk edilmesi gerektiği zaman
check- out time
otel ya da motel odasının tutulmaya hazır olduğu zaman
check- in time
otel ya da motelde
upgrade
otel yatağı
hotel bed
otel yatağı otel yemek salonu
hotel bed hotel dining room
otel yemek salonu
hotel dining room
otel yöneticisi
maître d'hôtel
otel yönetimi
hotel management
otel zinciri
hotel chain
otel, restoran ve kafeler
horeca Noun, Management
otel/restoran/ağırlama
horeca Noun, Food-Kitchen
otel/restoran/ağırlama
hotel-restaurant-catering Noun, Food-Kitchen
otel/restoran/kafe
horeca Noun, Food-Kitchen
otel/restoran/kafe
hotel-restaurant-café Noun, Food-Kitchen
alkollü içki satma ruhsatı olan otel sahibi
licenced licensed victualler
aslında randevu evi olan bir otel ya da pansiyon
stundenhotel
bagaj taşıyıcılarını denetleyen otel görevlisi
bell captain
bir otel için müşteri aramak
to tout for a hotel Verb
bir otel işletmek
to run a hotel Verb
bir otel odasını bir yabancıyla paylaşmak
to share a hotel bedroom with a stranger Verb
bir otel ya da başka bir kuruluş tarafından bir şirkete
commercial rate
bir otel ya da motelde kayıt işlemleri
front office manager Noun
birine otel işletmesi için ruhsat vermek
to license someone to keep an inn Verb
çift yataklı otel odası
double bedded Noun
çift yataklı otel odası
double-bedded room Noun
düşük mevsimde uygulanan iskontolu otel ücreti
off- peak rate
eski bir sandığın üzerini otel etiketleriyle kaplamak
to plaster an old trunk with hotel labels Verb
iki kişilik otel ya da motel odası
double Noun
işe otel odasından gidip gelmek
to go to work from a hotel room Verb
kahvaltı ve bir öğün yemeği içeren otel ücreti
half pension
konukların bagajlarını odalarına taşıyan otel görevlisi
bellhop
müşteriler için yemek servisi olmayan küçük otel işletmesi
hotel garni
müşterilerin kişisel hizmetleriyle ilgilen otel görevlisi
concierge
oda ve hafif sabah kahvaltısını içeren otel ücreti
continental plan
odada yemek pişirme olanağı veren otel ya da motel odası
efficiency unit Noun
üç ya da dört kişinin kalabileceği otel ya da motel odası
twin double Noun
ucuz otel ya da motel
doss house
yarım pansiyon otel müşterisi
day boarder
yatak odası ve oturma odasından oluşan geniş otel odası
junior suite Noun
yataklı ya da yataksız otel odası
cabana Noun
yemeklerin otel odası fiyatına dahil edilmemesi
European plan
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Müşterilerinin yatma, yeme ve çeşitli ihtiyaçlarını ... para ile karşılayan işletme
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.