parts

English-Turkish Translation

  1. aksam
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Manufacture of metal structures and parts of structures (NACE code: C25.1.1)
Metal yapı ve yapı parçaları imalatı (NACE kodu: 25.11) Noun, Trades-Professions
Manufacture of other parts and accessories for motor vehicles (NACE code: C29.3.2)
Motorlu kara taşıtları için diğer parça ve aksesuarların imalatı (NACE kodu: 29.32) Noun, Trades-Professions
Manufacture of parts and accessories for motor vehicles (NACE code: C29.3)
Motorlu kara taşıtları için parça ve aksesuar imalatı (NACE kodu: 29.3) Noun, Trades-Professions
parts and labor
parça ve işçilik Noun, Automobiles
Retail trade of motor vehicle parts and accessories (NACE code: G45.3.2)
Motorlu kara taşıtlarının parça ve aksesuarlarının perakende ticareti (NACE kodu: 45.32) Noun, Trades-Professions
Sale of motor vehicle parts and accessories (NACE code: G45.3)
Motorlu kara taşıtlarının parça ve aksesuarlarının ticareti (NACE kodu: 45.3) Noun, Trades-Professions
Sale, maintenance and repair of motorcycles and related parts and accessories (NACE code: G45.4)
Motosiklet ve ilgili parça ve aksesuarların ticareti, bakımı ve onarımı (NACE kodu: 45.4) Noun, Trades-Professions
Sale, maintenance and repair of motorcycles and related parts and accessories (NACE code: G45.4.0)
Motosiklet ve ilgili parça ve aksesuarların ticareti, bakımı ve onarımı (NACE kodu: 45.40) Noun, Trades-Professions
Wholesale of electronic and telecommunications equipment and parts (NACE code: G46.5.2)
Elektronik ve telekomünikasyon ekipmanlarının ve parçalarının toptan ticareti (NACE kodu: 46.52) Noun, Trades-Professions
Wholesale trade of motor vehicle parts and accessories (NACE code: G45.3.1)
Motorlu kara taşıtlarının parça ve aksesuarlarının toptan ticareti (NACE kodu: 45.31) Noun, Trades-Professions
appear in parts
tefrika halinde yayımlanmak Verb
automotive replacement parts
otomotiv yedek parçaları Noun
be a man of parts
çok yönlü bir kimse olmak Verb
be a stranger in these parts
bu yörelere yabancı olmak Verb
be composed of three parts
üç bölümden oluşmak Verb
be issued in weekly parts
haftada bir yayımlanmak Verb
best parts
yüksek sosyete
body parts
vücut azaları Noun, Medicine
break down into six parts
altı bölüme ayrılmak Verb
car parts
otomobil parçaları Noun
constituent parts
bütünü oluşturan parçalar Noun
depot spare parts
depo yedek parçaları Noun
divide into three parts
üç parçaya bölmek Verb
divide something into so many parts
ayırmak Verb
divide something into two equal parts
ortasını bulmak Verb
fabricating parts
üretim parçaları Noun
having five parts
beşli
having two parts
ikili
heavy parts
trajik roller Noun
hive off parts
kısmen özelleştirmek Verb
in equal parts
eşit olarak
in equal parts
eşit parçalar halinde
in parts
parça parça, kısım kısım, bazen, bazı yerlerde.
in these parts: bu taraflarda/yerlerde, bu memlekette.
in us parts
(Br) memleket dışında
initial concurrent spare parts
genel ihtiyaç yedek parçaları Noun
interchangeable parts
değiş tokuş yapılabilecek parçalar Noun
lady parts
kadınların mahrem yerleri Noun
man of many parts
çok yönlü adam
moving parts
yürüyen aksam Noun, Transport
of ten parts
onluk
orchestra parts
orkestranın çalacağı kısım
orchestra parts
orkestranın çalacağı kısmlar Noun
orchestra parts
orkestranın çalacağı kısımlar Noun
pay in parts
taksitle ödemek Verb
periodicals and works published in continued parts
tefrika halinde yayımlanan yapıtlar Noun
principal parts
baş fiilin (bütün zamanlarını türeten) ana şekilleri:

sing, sang, sung veya

go, went, gone gibi.
private parts
cinsel organlar Noun, Sexuality
private parts
üreme organları Noun, Sexuality
private parts
mahrem bölge Noun, Sexuality
private parts
özel bölge Noun, Sexuality
private parts
avret yerleri Noun, Sexuality
private parts
edep yerleri Noun, Sexuality
private parts
tenasül organları Noun, Sexuality
refuse parts
çökelti
refuse parts
rüsup
replaced parts
değiştirilmiş parçalar Noun
replacement of worn-out parts
eskiyen parçaların değiştirilmesi
replacement parts
yedek parçalar Noun
seller of spare parts
parçacı
separation into parts
bölünme
single parts
tek tek parçalar Noun
single parts
yedek parçalar Noun
small parts
küçük roller Noun
spare parts
aksam
stock of spare parts
yedek parça stoku
take a job in parts
bir işi kısım kısım üstlenmek Verb
to be a man of parts
yetenekli
parts depot
yedek parça deposu Noun
parts inventory
parça stoku
parts of speech
söz bölükleri Noun
parts supply
parça ikmali
(the essential parts of sth) to fit together
çatmak Verb
adjacent parts of land
arsanın bitişik kısımları Noun
auto parts supplier
otomobil parçaları tedarikçi firması
auto parts suppliers
otomobil parçaları tedarikçi firması
cast the parts in a play
bir oyunda rol taksimi yapmak Verb
cause floods in the low-lying parts of the town
şehrin alçak kısımlarında sellere neden olmak Verb
complete the parts which are missing
eksiğini tamamlamak Verb
old parts of a town
bir şehrin eski tarihi kısmı
old parts of a town
şehrin eski kısmı
rend a country into two parts by civil war
sivil savaşla bir memleketi ikiye ayırmak Verb
return parts of industry to private hands
bazı sanayileri özelleştirmek Verb
substantive parts of a contract
bir sözleşmenin esas kısmı
the parts of a country outside the big cities
taşra
vindicatory parts of a law
bir kanunun ihlali halinde uygulanacak müeyyideyi tayin ve tarif eden kısmı
English-Turkish phrases from Zargan's own database