pedestrian

English-Turkish Translation

  1. yaya, yayan giden (kimse), piyade.
  2. ağır, sıkıcı, yavan, âdi, ilginç olmayan, hayal ve hayatiyetten mahrum.
  3. basit, muhayyilesi/zekâsı işlemeyen.
    She was rather a pedestrian student.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

vehicle entrance
araç girişi Noun, Transport
vehicle entry
araç girişi Noun, Transport
knock down a pedestrian
yayaya çarparak devirmek Verb
oncoming pedestrian
karşıdan gelen yaya
solitary pedestrian
tek başına yürüyen yaya
pedestrian bridge
yaya üstgeçidi
pedestrian crossing
yaya geçidi
pedestrian crossing light
yaya geçidi ışığı
pedestrian entrance
yaya girişi Noun, Transport
pedestrian entry
yaya girişi Noun, Transport
pedestrian housewife poster
göz hizasına yapıştırılan poster ya da asılan reklam tabelası
pedestrian housewife poster
alışveriş yapanların görebilecekleri Noun
pedestrian housewife poster
yaya ev kadını posteri
pedestrian island
yaya refüjü
pedestrian journey
yaya yolculuk
pedestrian lane
yaya yolu
pedestrian lines
yaya geçidi çizgileri Noun
pedestrian mall
yaya gezi yeri
pedestrian precinct
yayalara ayrılan yer
pedestrian precinct
yayalara mahsus bölge
pedestrian refuge
refüj
pedestrian street
yalnız yayalara ayrılmış cadde
pedestrian street
yayalara ayrılmış cadde
pedestrian subway
yaya altgeçidi
pedestrian traffic
yaya trafiği
pedestrian tunnel
yaya altgeçidi
pedestrian zone
yayalara ayrılmış bölge
car-free pedestrian zone
arabaların girmesi yasak olan yayalara mahsus bölge
cross the street in security at a pedestrian crossing
yaya geçidinden güvenle karşıya geçmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database